Sözlüğe baktım. Bilgimi doğruladı. Kemale demek olgunluğa demekmiş. Benim yaş da ilerledi ama kemale erdik mi bilmem. Keşke her yaşı ilerleyen, tecrübesi fazla olan, en azından kendine yetecek kadar olgun olabilse. Eminim Dünya daha güzel bir yer olurdu.

Mesela depremlerden edindiğimiz tecrübeyi unutmasa idik, hala yerinde dönüşüm diye, fay hatları üzerine ya da çürük zeminlere bina yapar mı, yapılmasına göz yumar mıydık? Ya da 101 yıllık demokrasi tecrübesi ile adalet mekanizmalarını sağlam temellere oturtmazmıydık? Eğitimin önemini kavrayamazmıydık?

Demokrasi, kolay bir rejim değil. En sağlıklı ve en insancası ama insanı eğitmeden, kültürü geliştirmeden anlaşılması, özümsenmesi, hayata geçirilmesi kolay değil. Kendimize bakıyorum. “Memlekette demokrasi var” deyip kendi adımıza “bencilik” hatasına düşmekten bir türlü kurtulamadık. Zannediyoruz ki demokratik rejimlerde her isteyen her istediğini yapar. Hak ararken dahi, başka birisinin hakkını gasp etmekten rahatsız olunmaz.

Çok basit bir örnek vereceğim. Bir siteden daire alıyoruz ancak site kurallarını tanımak istemiyoruz. Balkondan masa örtüsü silkelerken komşunuz aklınıza gelmiyor. Bu davranışınızı ikaz edenlere sinirleniyor, hatta daha ileriye gidebiliyorsunuz. Her istediğiniz olsun, önce sizin işiniz olsun istiyorsunuz. Hatta acildeki doktor sizin hastanıza bakmadı diye kavga çıkarıyorsunuz. İçerde baktığı diğer hastaya ne olacağı hiç umurunuzda değil.

Bilmem çok mu abarttım, yoksa azmı söyledim ama ne yazık ki demokrasi anlayışımız böylesine acemi, böylesine de zavallı ve bencil. Aslında buna demokrasi demek de abesle iştigal, çünkü demokrasinin tarifi son derece açık.

Sandıkta yöneticilerimizi seçiyoruz, malum. Seçilmek için verdikleri sözleri bir hatırlayın bakalım. Onlar “milletvekili dokunulmazlığını kürsü ile sınırlayacağız” dememiş miydi? Yaptılar mı hayır. Peki bugün hala bunu söyleyen, yarın iktidar olsa yapacağına inanıyor musunuz? Bilmem ama 50 senedir olmadı. Seçim kanunu değişecekti, partine verdiğin oylarla, tanımadığın insanı vekilin yapmayacaktın. Oldu mu, olmadı. Yarın muhalefet, iktidar olsa olurmu, hayır olmaz.

Peki canlı yayında seyrediliyor olmasına rağmen, meclisteki vekillerin tavır ve hareketleri, konuşma ve tartışma tarzlarında millet önünde olmanın getirdiği olumlu bir fark varmı? Diyorlar ya, meclis halkın aynasıdır. Öylemi gerçekten. Ya liderlere ne demeli. Birbirlerine söyledikleri sözler, yaptıkları hakaretler uygun mu sizce. Toplumun kültürüne katkı sağlıyor mu? Millette bu işe ayna olsa uygun olurmu? Bu durumda Memleketin hali ne olur. Allah korusun. Deniyor ya, milletin büyük bölümü siyasetçinin çok ilerisinde.

Peki demokrasinin canı, kalbi, damarları denilecek “Adalet” üstüne düşeni yapıyor mu? Bireyin, hakkını kısa sürede alacağına inanıp, başka yol aramayacağı, böylece toplumun huzur içinde olacağı Adalet mekanizmaları yeterince doğru çalışıyor ve insanları tatmin ediyor mu?   

Neler, daha neler. Biliyoruz ki herkesin aklı kendine yetiyor bizim memlekette. Ortak akıl fazla geliyor. Ama, yaş kemale erince çenede açılıyor. Böyle anlatıp duruluyor işte. Neyseki çabucak unutmak da kültürümüzün bir parçası.