Bazı yapılar vardır; gürültüye ihtiyaç duymadan büyür, kök salar, değer üretir ve iz bırakır. Ekohaber tam da böyle bir yapı. 30 yıldır sadece bir gazete değil, aynı zamanda Bursa’nın ve Türkiye’nin ekonomik hafızası, iş dünyasının vicdanı, yerel kalkınmanın sözcüsüdür. Bir yayının 30 yıl boyunca ayakta kalması, yalnızca bir “başarı” değil, aynı zamanda bir “sürdürülebilirlik modeli”dir. Bugün geldiğimiz noktada, dijital dönüşümün hızı, değişen okur profili, ekonomik zorluklar ve bilgi kirliliği gibi pek çok unsur yayıncılığı tehdit ederken; Ekohaber’in bu zorlu koşullara karşı gösterdiği direnç, dönüşüm yeteneği ve sadık duruşu takdiri fazlasıyla hak ediyor.

Sürdürülebilirlik kavramı yalnızca çevreyle sınırlı değildir. Kurumsal yapılarda sürdürülebilirlik; değer üretmekle, güven vermekle, şeffaflıkla, değişime açık ama özüne sadık bir anlayışla mümkün olur. Ekohaber, bu anlayışı 30 yıl boyunca koruyarak hepimizin yaşamına dokunan bir bilgi kaynağı olmayı başardı. Benim içinse Ekohaber, yalnızca bir yayın değil, bundan yaklaşık iki yıl önce heyecanla başlayan, beni motive eden, cesaretlendiren, beni geliştiren bir yolculuğun başlangıcı, yazıyla kurduğum bağın bir parçası, fikirlerimi paylaşabildiğim bir zemin, dayanışmayı hissettiğim bir alan. Sayfalarında yer almak kadar, o sayfaların ürettiği hafızada bir iz bırakmak da büyük bir onur.

Bu vesileyle, başta Ekohaber’in kurucusu, her zaman desteğini yanımda hissettiğim, hepimizin akıl hocası, rol modeli değerli Tahsin Ardıç beye, yayın politikalarını şekillendiren vizyoner yöneticilere, haberin peşinden yılmadan giden gazetecilerine ve görünmeyen emeğiyle bu yapının sürdürülebilirliğine katkı sunan herkese içtenlikle teşekkür ederim.

Bir yayını uzun ömürlü kılan şey, yalnızca yazılanlar değil; değer gözeterek yazanlar ve o değerlere sahip çıkanlardır. Ekohaber’in 30 yıllık bu yolculuğu, hepimize umut ve ilham veriyor, vermeye de devam edecek. Bu ailenin bir parçası olmak tarif edilemez bir mutluluk..

Nice 30 Yıllara, Sürdürülebilir Bir Geleceğe EKohaber...