Dernekler Yasamıza göre dernek statüsünde bulunan spor kulüpleri her üç yılda bir mecburen olağan genel kurul yapmak zorunda. Aralarda yetkili dernek organlarının kararları üzerine yapılan olağan üstü genel kurullar, tüzüklerinde belirtilen zamanlarda yapılması gereken olağan genel kurul zorunluluğunu yasal anlamda ortadan kaldırmıyor.
Dernekler Yasamıza göre dernek statüsünde bulunan spor kulüpleri her üç yılda bir mecburen olağan genel kurul yapmak zorunda. Aralarda yetkili dernek organlarının kararları üzerine yapılan olağan üstü genel kurullar, tüzüklerinde belirtilen zamanlarda yapılması gereken olağan genel kurul zorunluluğunu yasal anlamda ortadan kaldırmıyor.Her ne kadar pandemi tedbirleri nedeniyle spor kulüplerinin kalabalık genel kurulları hakkında tereddütler hasıl olsa da, çok daha kalabalık organizasyonlara izin çıktığı düşünülerek Bursaspor Kulübü tüzüğü uyarınca bu sene Mayıs ayı içerisinde Olağan Genel Kurul’a gidilecek gibi duruyor.
Malumumuz, şehrimizin gözbebeği , markası spor kulübümüz mali, idari, sportif anlamlarda zor zamanlardan geçiyor. Birikmiş yarım milyar TL’yi geçtiği herkesçe bilinen borçlar nedeniyle kulübün olağan faaliyetlerini bile icra edebilmesi bile aslında bir mucize.
Süper Lig haricindeki alt liglerde TFF, reklam ve diğer gelirler zaten çok düşük. Pandemi nedeniyle 12. adamımız seyirci destek ve gelirleri ile pek çok gelir kalemi de sıfırlanınca kulüpte işler iyice çıkmaza girdi.
Bir önceki genel kurul ve öncesinde mevcut başkan ve yönetimi dışında göreve kimse talip olmadı. (olamadı). Zira bu dünyanın gerçeği, sırtınızda yarım milyarlık borç yükü, kapıda yüzlerce alacaklı, ödenmesi gereken binlerce faturaya çözüm bulmanız bekleniyor.
Şu anki sistemde başkan, yönetici olarak Bbnka hesabınız bu ihtiyaçlara müsait değilse alacağınız aldığınız maddi riskler bir yana, şeref, onur, haysiyete kolayca saldırılarla karşılaşabilirsiniz. Bu tür kötü anılmalar işin ilave bonusu olsa da dünyanın her yerinde kural aynıdır. Diğer türlü, yeterli maddi kaynaksız bu işlere soyunmanın , yani rüyanın adı. Kulübü mali idari sportif alanlarda tüm süreçleri iyi yöneterek mucizelere tanıklık edip, iyi anılır olmak olsa da ne bu dünyanın gerçeğinin, ne taraftarların ne de şehrin pek çok paydaşının sabrı buna yetersiz olduğu gibi, süreç yönetiminin beklentileri karşılamadığı konusunda da maalesef ortak görüş var.
Pek çok arkadaşım soruyor. Peki siz neden 2009-2013 arası yönetiminizde çok başarılı olup borçları da sıfırladınız. Kulüp her açıdan şaha kalktı diye? Doğrulukla söyleyeyim. Evet kulübün borcu vardı, evet paramız yoktu, ancak borç yükü de bu denli sürdürülemez seviyelerde değildi. Bir önceki sene sn. Faruk Çelik bakanımızın da kulübün mali yapısının düzeltilmesinde önemli katkılarını kesinlikle buna dahil etmek lazım.
Sonrasında da merhum Başkanımız “İbrahim Yazıcı gibi efsane bir liderlikle” yakalanan ekip ruhu ve inanç tüm Bursa’yı sarmış, başarıya gerçekten milyonlarcamız odaklanmıştık. Şimdi ileriye bakalım. Bu krizden elbette çıkılacak. İnşallah pandemi şartları gertide kalacak. Taraftarımız en geç 2021-22 sezonunda 12. güç olarak tribünlerde olacak.
Ancak, krizden gerçek anlamda çıkış için ya Mayıs ayında yapılacak genel kurulda gerçekten acil ihtiyaç duyulan (ki kanım ca bir-iki yüz milyon TL ‘den aşağı değil.) kaynaklar gerçekten ortaya konularak yönetime talip olunacak, ya da daha ilerisi düşünülecek.
Daha ilerisinden kastım kulübün ülkemizdeki pek çok profesyonel futbolda temsil edilen diğer kulüpler gibi sistemsel değişikliğe gitmesi. Önceki birkaç yazımda da belirttiğim gibi, spor kulüplerinin %90’ında geçerli mevcut dernekle idare sistemi artık sürdürülebilir değil. Error veriyor. Başarılar istisnai; sürdürülebilir, yükseltilebilir kalıcı başarıları yakalamak ve Bursa’nın, Bursaspor’un adını yukarılarda hatta Avrupa’da dururabilmek amaçsa, sisteme bakmak, odaklanmak gerekiyor.
Geçmiş başkanlara yöneticilere küfürle, hakaretle, saldırarak hiçbir yere varılamaz ve bu adil de değil , doğru da değil. Bu bozuk sistemde bayrağı kim alırsa alsın, sistem, anlayış aynı oldukça akıbet pek de farklı olmayacak, üstelik bölünmeler küskünlükler artacak, kulübe değil başkan, aklı azıcık başında bir yönetici dahi bulmakta zorlanılacaktır. Burada sistemsel değişiklikten bahsederken, açıkça TFF mevzuatının da izin ve olanak verdiği biçimde, kulübün Futbol Şubesi’nin kurulacak, ana sözleşmesi titizlikle hazırlanacak çok ortaklı bir Anonim şirkete hak ve borçlarıyla devrinden bahsediyorum. İngiltere örneğindeki gibi kulübün bir kişi veya şirkete satışından ya da İstanbul kulüplerindeki gibi derneğin hakimiyetindeki şirket usullerinden de değil. Bu yönde çalışmalar bir şekilde ilerlemekte ve fikri ortaya koyup uzmanlarla , arkadaşlarımızla bir yerlere kadar geliştirme şansımız olduğu için gelecek adına ümitli ve mutlu olduğumu belirtmeliyim. Malum, son bir yıldır pandemide üç kişinin bile fiziken bir araya gelmesi sorun teşkil ediyordu. Son günlerde iş dünyasından yeşil beyaz sevdalı iş dünyasından, basından, finans dünyasından pek çok çevrelerden simalarla sistem, anonim şirket gündemiyle daha sık bir araya gelme fırsatı buluyor ve bunu şekillendirmede sanırım sona yaklaşıyoruz. Bu işin yüzlerce binlerce hukuki, mali, stratejik detayı var . Uzun ve çileli bir yol. Ancak zorluklar yıldırmamalı, vazgeçilmemeli. Mayıs Kongresi’ne bu işler yetişir mi m? Elbette hayır. Kurulması hedeflenen şirketin faaliyete geçmesi vs ile kulübün mevcut işleyişi ayrı ayrı yürüyecektir. Şunu kesinlikle söyleyebilirim ki ne zaman neticenirse neticelensin, sistemin değişmesi ve profesyonel yönetim şart oğlu şart.
Özetle, amaç ve hedef, Bursa’ya değer katan, Bursalı, Bursaspor’a sevdalı iş dünyasından bildiğimiz bilmediğimiz insanlarımızı bir amaç etrafında birleştirip, çok ortaklı bir anonim şirketi gereken sermayelerle kurup Bursaspor Kulübünün Futbol şubesini sportif borçlarını da kapatarak devr almak. Sonrasında da kulübü ait olduğu süper lige çıkarıp birkaç yıl sonrasında da şirketin hisselerini halka arz ederek hem tüm şehri şirkete sermayedar olarak çağırmak, hem de başlangıç sermayesini koyacak gerçek Bursasporlu girişimcilerin hisselerinin daha da değerlenmesini yani bir yerde sürdürülebilir biçimde kâr elde etmelerini sağlamak.
Futbol şubesini şirket genel kurulunun seçeceği yöneticiler, yöneticiler de şirketn genel müdürünü atayacak (CEO) , her kurum ve kişi diğerine hesap verecek. Süper ligde yüzlerce milyon liralık gelir giderleri, yüzlerce diari ve sportif kadroyu yönetmek basit dernek mantığıyla olmamalı.
Bugüne kadar böyleydi ama görünen o ki deniz bitti.
Saygılarımla.