Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan ve Adalet Bakanlığı’nca onaylanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, yasaya göre, yılda bir kez olmak üzere her yıl Resmî Gazete’de yayımlanarak yenilenir. Avukatlık ücretinin tayin ve takdirinde, resmi olarak her mecrada Avukatlık Kanunu ve Asgari Ücret tarifesi hükümlerinden faydalanılır.

Hemen her dönem yazılarda hatırlattığımız gibi, bir kez daha belirtelim. Asgari Ücret Tarifesi, sadece avukatları ilgilendirmiyor. Esas sermayesi 1.250.000,00 TL üzerindeki Anonim Şirketleri de ilgilendirdiği için, bir bakıma ekonomik yaşamı doğrudan etkileyen bir konu. Tüm davalarda mahkemelerin tayin ettiği ücret bu tarifeye göre belirlendiği için; pek çok dava daha açılmadan önce kaybedildiğinde, çıkacak faturalar hesaplanırken gösterge rakamlar, tarife ücretleri ve faizlere göre belirleniyor.

Gazete sayfalarında flaş haber olarak hep danışma ücreti yer alır ancak uygulamada avukatların ekseriyetinin bu miktarlarda danışma ücreti almakta zorlandığını biliriz. Bu kabilden ofiste sözlü danışmada ilk bir saat için eski tarifede 2.300,00 TL olan ücret, yeni tarifede 3.500,00 TL olarak güncellenmiş. Yine İcra takiplerinde borçlu tarafa yüklenen vekalet ücreti de yüzde 16 olarak korunmuş. Asliye mahkemelerinde 30.000,00 TL altında avukatlık ücreti yasaklanmış. Üst mahkemelerde miktarlar bir tık daha yüksek.

3 Ekim 2024 tarihinden itibaren geçerli olacak olan Avukatlık Asgari Ücretleri Tarifesi’nin tamamı ve eki için ; https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/10/20241003-4-1.htm adresini web ‘de  tıklamanız yeterli.

Esas sermayesi güncelde 1.250.000,00 TL üzerinde olan anonim şirketler için zorunlu avukatlık hizmeti almaları şart koşulduğu yıllardır biliniyor. Ekim 2024 itibariyle Avukatların, AŞ’lere uygulayabileceği asgari aylık danışmanlık ücreti 32.000,00 TL olarak belirlenmiş. (Belirtelim ki, dava veya takiplerden doğan asgari avukatlık ücretlerinin tutarları, yıl içinde bu ücreti aşıyorsa; şirket tarafından ayrıca avukata ödenmesi, avukat tarafından da faturalandırılması kanunen zorunlu tutulmuş durumda.)

Barolarca anonim şirketler yakından takip ediliyor ve düzenlemeye uymayan, avukatın aylık makbuzu ödeme dekontlarını sunmayan şirketlere yıllık bir milyon lirayı aşan idari para cezası verilmesi söz konusu.

 

Baroların hazırladıkları, örneğin Bursa ve İstanbul Barosu’nun “tavsiye niteliğinde” avukatlık ücreti tarifeleri ise; Resmî Gazete’de yayımlanan ücretlerin birkaç misli rakamları içermekte.

 

Resmî Gazete’deki Avukatlık asgari ücretleri adı üstünde sadece “asgari”. Bu tutarların altında ücret belirlenmesi avukat için de vergi ve idari cezalara  tabi ve mevzuat hükmü olarak uygulanan en alt ücret. Uygulanacak ücret işin niteliğine, avukatın uzmanlığına, pazarlığa, her unsura göre serbestçe belirlenebiliyor.

 

Geçtiğimiz yıla göre tarife ücretleri, sokaktaki enflasyona paralel biçimde artmış olsa da, ağır çalışan sistem ve adli alanda bilinen olumsuz koşullar nedeniyle kısa zamanda değerlerini kaybettiği gibi; kazananın yine bir yandan devlet olduğunu hatırlamak gerekiyor. Zira avukatlık hizmetleri, savunmanlık gibi kutsal görevlere ödenen ücret,   hukuk devleti ilkesine aykırı biçimde  “lüks” sınıfta ve maalesef KDV oranı yüzde 20‘lerde. Sonuç olarak yapılan artışlarla  bile, bu tutarlar on yıl öncesinin satın alma gücünün gerisinde. Bir de işin uygulama boyutu var.

Yazıya son verirken, yaklaşan Baro seçimlerinde yarışacak tüm başkan adaylarına ve meslektaşlarımıza iyi şanslar, ülkemiz için de daha adil bir yıl olmasını diliyorum.