Dile kolay. Çeyrek yüzyıldan fazla süre geçmiş. Gün gibi hatırlarım EKOHABER’in ilk günlerini.. O zamanlar tekstil işim daha ağırlıklı idi. Tahsin’i Dünya Gazetesi’ndeki günlerinden beri tanırdım. Dost olmuştuk. Bir gün DOSAB’taki fabrikama geldi. Hayallerini anlattı. “Ne dersin?” dedi. Ne diyecektim ki. Eğer o yıllarda EKOHABER gibi bir gazete yapılacaksa ve kim yapar bunu diye sorulursa sayılacak 3 bilemedin 4 isim vardı Bursa’da. Ama hayallerinde bugünkü EKOHABER’i yaşatan bir Tahsin Ardıç vardı. “Yürü kardeş, kim tutar seni. Her zaman yanındayım” dedim. Elbet kaçırmadı ve “O zaman EKOHABER’de köşe yazısı yazacaksın” diyerek elimi kolumu bağladı. Biz de o zamanlar DOSAB uğraşında, bir ajans yardımıyla ayda bir 8 sayfalık bülten çıkarıyor, çalışmalarımızı ve gelişmeleri duyurmaya çalışıyoruz. O bültende Başkan’dan başlıklı köşe yazısı gibi yazılar yazıyor, anlatıyorum. Zaman zaman da dergilere, mecmualara gelen taleplerle yine DOSAB çalışmaları, sanayi ve sanayicinin problemleri konulu yazılar yazıyorum.
“Yapabileceğime inanıyorsan elbette kardeş” dedim. Ve EKOHABER’in son sayfasının sağ tarafındaki köşemde yıllarca yazdım durdum. Bilgisayarımda eski yazılarımın büyük çoğunluğu duruyor. Tahsin benden daha iyi bilecektir ama benim hesabıma göre bu yazı EKOHABER’deki köşemde yazdığım 552. yazı… Bir ara işlerimin yoğunluğu nedeniyle yazı yazmaya ara vermiştim. Yaklaşık 1 sene sonra Olay Gazetesi’nden bizde yazar mısın dediler. Pazartesi günleri izinli olan Değerli Araştırmacı Gazeteci Yılmaz İşel’in köşesinde 109 yazı, cüzi bir katılımım olan Kent Gazetesi’nde haftada iki ya da üçtü diye hatırlıyorum toplam 213 yazı, Konut Yapı Gazetesi’ne 28 yazı yazmışım. Bu arada yine İMSİAD Dergisi’ne Başkan’dan başlıklı yazılar derken maşallah Tahsin beni sarı kartsız bir gazeteci gibi yapmış. Hatta bir de kitap kazandırmış, “Enayi mi, Sanayici mi” isimli 410 sayfalık kitabım, ağırlıklı olarak EKOHABER’de yazdığım yazılarımın toplandığı bir kitaptır. Kitabın ismi de yine EKOHABER’de yayınlanmış bir köşe yazımdan alınmadır. İsmi öneren de kitabı baskıdan önce okumasını rica ettiğim sevgili dostum Ahmet Emin Yılmaz’dır. Teşekkürler değerli dostlar.
Gazetenin ilk yıllarındaki yeri Tophane’de eski Osmanlı evi tarzı çok güzel iki katkı bir binanın ikinci katındaydı. Kapıdan girince sağda sevgili Tahsin’in odası, ilerde solda sayfa hazırlayanların, sevgili Nurcan hanım ile sevgili Seyit Ersöz, sağda da Erdal’ın, sevgili Erdal Nural’ın odası. Ara sıra gazeteye uğramak, arkadaşlarla sohbet etmek keyifli idi. Aslında Tahsin’in yüzüne söylemesem de gazetenin o tarihi binadan ayrılmasına üzüldüm. Çünkü tarih kokan bir yerdi.
Evet bir süre ara verdikten sonra yeniden ve 92 haftadır, EKOHABER ile birlikteyim. İlk günden bu yana 26 sene geçmiş olması şaka gibi geliyor. Daha dün gibi. Günler çok hızlı geçiyor.
EKOHABER’deki gelişmelerde az değil. Gazetenin ekonomi haberlerindeki önderliği, yerel ekonomiye hakimiyet ve destek, ekonominin lokomotifi OSB’lerle yakın ilişkiler, sivil toplum kuruluşları ve firmaların tanıtım ve projelerine verdiği destek, yeni başlayan ve sevgili Güzin Abraş ile renklenen, Haftanın Analizi, Manşet, Gündem gibi video programları, aktif ve dolu dolu web sayfası, Konut Yapı Gazetesi ile şehrin, ülkenin ve ekonominin nabzını tutmak adına yapılanlar taktire şayan.
Bütün bu güzel gelişmelerde Sevgili Tahsin Ardıç ile kol kola giren değerli Gazeteci Kenan Kibar’ın etkisi de muhakkak. Ve elbette EKOHABER’in köşe yazarları. Her birisi ayrı ayrı birer değer olan, konusunun uzmanı, Bursa’ya ve iş alemine önemli katkılar sağlamış insanlar.
EKOHABER’in 26. yılını yürekten kutluyorum. Daha büyük başarılar, daha büyük projelerle daha önemli gelişmelere daha ciddi katkılara vesile olmasını temenni ediyorum.