Ukrayna’ nın işgali sırasında Çernobil ve Zaporijya nükleer enerji santrallerinin zarar gördüğü haberleri endişe yarattı. Çernobil’ in hafızalarımızda kötü haberlerle kazınmış olması nedeniyle de tehlikeli durum olmadığı açıklanana kadar dünya bir süre diken üzerinde oturdu.
Bu tesisler Rus teknolojisiyle yapılmış, uzmanlar tarafından planlama eksikleri olan nükleer santrallerdi. Ruslar her şeyi üretebilmektedir ancak ticarileşme ve ürünün iyileştirilmesi noktasında hep eksik kalmışlardır. Ukrayna işgali de bu durumu yeniden kanıtlamaktadır.
Ruslar yolcu taşımacılığında ABD ve AB yapımı uçakları kullanmaktadır. Tüm meşhur işadamları Batı imalatı özel uçakları tercih etmektedir. Kullandıkları otomobiller, yatlar hiçbiri Rus ürünü değildir. Ruslar sadece askeri ihtiyaçlarını kendileri gidermektedir. Bu ürünlerin de neticelerini bugünlerde sahada görmekteyiz. Rusların becerilerini tartışmıyoruz, teknoloji geliştirebiliyorlar ancak teknolojiyi ticarileştirme noktasında başarılı değiller. Buna bağlı olarak ta ürün kalitesinin gelişiminde eksiklikler olmaktadır.
Şimdi gelelim Ruslar tarafından yapılmakta olan Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’ne…
Türkiye bu sayede nükleer teknolojiyle tanışıyor, güzel bir gelişme. Nükleer enerjiye yatırımla hem teknik kabiliyetimiz artacak hem de enerji çeşitliliği noktasında bir gelişme sağlanacak.
Ancak neden Rus teknolojisi diye bir soru gelmiyor değil aklımıza?
Uzmanların ifade ettiği gibi nükleer enerji teknolojisi hata kabul etmeyen bir yatırım alanı. 2011 yılında Japonya Fukushima Nükleer Tesisi’nde meydana gelen kaza nükleer teknolojinin ne kadar hassas bir çalışma alanı olduğunu yeniden kanıtlamıştı. Fukushima’ da tsunami dalgalarının yeraltına yapılan jeneratörleri su altında bırakabileceği hesaplanmadığından- soğutma işlemi yapılamadığı için- patlama meydana gelmişti.
Demek ki her zaman bir eksik kalabiliyormuş.
Bu tecrübeler üzerine TerraPower şirketi dünyanın en önemli bilim insanlarını bir araya getirerek Natrium teknolosiyle nükleer enerji üretmek için harekete geçti. Küresel ölçekte nükleere karşı esen rüzgarlar bu yatırımın gerçekleşmesi önledi. 2019’ da Çin’ le ABD’ li TerraPower ortaklığıyla Çin’ de kurulacak bir Natrium nükleer tesisi projesi Trump’ ın yaptırım kararıyla sonlandı.
Yanlış bilmiyorsak şu an ABD Wyoming’ te Natrium nükleer tesisi kurulmaya çalışıyor.
Bu yeni nükleer teknoloji ne getiriyor?
İlk olarak yatırım maliyeti düşük. Soğutma işlemi için su değil sıvı sodyum kullanıyor, sodyum sudan daha yüksek kaynama noktasına sahip olması nedeniyle daha fazla ısıyı emmekte ve reaktörün içerisinde yüksek basınç oluşmasına engel olmaktadır. Patlama riski bu sayede düşmektedir.
Natrium teknolojisi soğutma için dışarıdan enerjiye ihtiyaç duymamaktadır. (Fukushima ‘ da olduğu gibi jeneratörün devre dışı kalmasına bağlı patlama gibi bir risk söz konusu değildir.)
Bu tesisler ısıyı erimiş tuz içerisinde biriktirebilmekte ve tesisin bir süreliğine üretim kapasitesini yükseltmeye imkan sağlamaktadır.
Natrium esas güçlü yanı, dünyanın birçok yerinde gömülen nükleer atıkları da kullanarak enerji üretmeyi hedeflemesidir. Yani bir bakıma atıktan enerji geri kazanımı yapılması söz konusudur.
Ukrayna’ da dünyayı alarma geçiren saldırılar sonrasında aklımıza gelenleri kaleme aldık. Dünyada her alanda olduğu gibi nükleer teknolojide de önemli gelişmeler vardır.