Cumhuriyetimizin kuruluşunun 101. yılını kutluyoruz, geçtiğimiz yıl 100. yılını sessiz sedasız kutladığımız Cumhuriyetin. Her toplum bağımsızlığının ilan edildiği günü coşkuyla kutlarken, neden 100. yılı bile doğru düzgün kutlayamıyoruz?

Cumhuriyetimiz hiçbir sınıf ve etnik kökene dayalı kurulmamıştır. Padişah yönetiminde kul olan ve sınıfsal ayrımlara maruz kalan bir insan topluluğunun, birbirine bağlı bireylerin uyum ve eşitlik içerisinde dayanışmayla kendi kendilerine yönetecekleri bir devlet aygıtı yaratmasına biz Cumhuriyet diyoruz.

Cumhuriyet kurulurken doğaldır ki bazı sancılar olmuştur. Bir insanın hayata geldiğinde çekilen sancılara benzetilebilir bu kısa süreli dönem.

Yaşadığımız ortamda Cumhuriyetin bize ne kazandırdığını anlamak pek mümkün olmamaktadır. Oysa yurtdışına çıkabilen vatandaşlarımız dünya ölçeğinde geldiğimiz konumu daha iyi anlayabilmektedir. Yüzlerce yıl birey ve toplum olamamış, bu nedenle birçok gelişmeyi ıskalamış insanların arayı kapatabilmesi çok zordur. Buna rağmen bu topraklar dünya çapında işler başarabilmiştir.

Eksiğimiz var mıdır? Tabi ki daha yapmamız gereken çok şeyler vardır. Ancak bu ülke eşitliği sağlamış, demokrasiyi işletebilmiştir.

Hatalarımız var mıdır? Vardır. Her toplumun hataları olabileceği gibi, önemli olan hatalardan ders çıkarabilmektir.

Devlet mekanizmamız mükemmel mi işlemektedir? Kesinlikle hayır, ancak hangi devletin mekanizmaları mükemmel işlemektedir? Devletimizin daha verimli işleyebilmesi, hatalarının daha aza indirebilmesi için demokratik yollar bizlere açıktır.

Eşitlik ve demokrasinin olmazsa olmazımızın olduğu anlaşılmaktadır.

Ancak bunlar bizim müreffeh bir toplum yaratmamız için yeterli değildir.

Cumhuriyetimizin en önemli unsurunun insanını kulluktan çıkarmak olduğunu ifade ettik. Bu yolda eğitim devriminin yeri ayrıdır. Cumhuriyet insanının adına, soyadına, nereli olduğuna bakmadan eğitim hakkı yaratmıştır. Bu sayede köy çocukları Cumhuriyetin başına gelebilmiştir. Buna fırsat eşitliği diyoruz.

Cumhuriyetin en büyük hediyesi bizce eğitim imkanının sağlanmasıdır.

Bugünlerde etnik farklılıklar üzerinden bazı tartışmaların gündeme geldiğine üzülerek şahit oluyoruz.

Bu ülkenin sorunun dil, din, ırk, cinsiyet farklıkları değildir.

Bu ülkenin en büyük sorunun son yıllarda erozyona uğrayan eğitim hizmetlerimizdir. Ülkedeki tüm insanlar eğitim seviyesinden şikayetçidir. Bu eğitim seviyesiyle insanların yeniden kullaştırılması sonucunu doğuracaktır.

İnsanımız bu ülkenin ne kadar eşit vatandaşı olmak istiyorsa diğer taraftan dünya vatandaşı da olabilmek istemektedir. Bunun anlamı dünyanın her yerinde ekmeğini kazanabilecek becerileri edinmeyi arzu etmeleridir.

Ancak mevcut eğitim sisteminin yetersizliği, Cumhuriyetin hedeflerinden uzak olduğu gibi toplumda endişe yaratacak seviyeye gelmiştir.

Ülkenin doğusu-batısı, kuzeyi-güneyinde herkesin devletinden arzusu gençlerin iyi bir eğitimden geçmesidir.

Anlamsız tartışmaları bir kenara bırakarak toplumumun geleceği gençlerin ihtiyaç duyduğu eğitim seviyesinin sağlanması için harekete geçmeliyiz.

Bu toplumda kimsenin etnik sebeplere bağlı bir sorunu olmamıştır ve olmayacaktır.

Bize eşitlik ve demokrasiyi hediye eden Cumhuriyetimiz yeni yaşını kutluyoruz.