Türkiye’nin ikinci büyüğü olan Sabiha Gökçen Havalimanı’nda Genel Müdür koltuğunda daha altı ayı doldurmayan

Alp Er Tunga Ersoy’un görevi bıraktığı haberine doğrusu hayli şaşırdım. Bu habere bakıp da klasik bir kalıp olan “Sabiha Gökçen’e CEO dayanmıyor” başlığını da atabilirdim, ama atmam.

Çünkü, bu yönetime de haksızlık olur. 

Sabiha Gökçen Havalimanı, Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde kurulu ve devlet malı olan bir tesis. Doğrudan Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın ticari kuruluşu olan HEAŞ- Havalimanı Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri A.Ş. adlı bu şirketin 2008 yılında ihalesini yaptığı havalimanını Türk Limak, Hint orijinli GMR ve Malezyalı kamu şirketi MAHB (Malaysia Airports Holdings Berhad) Gurubu’ndan oluşan bir ortaklık 2032 yılına kadar kazandı. Ortaklık şirketi olan ISG-İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı Yatırım Yapım ve İşletme A.Ş.’den ilk olarak 2013’te yüzde 40 hissesi olan GMR, ardından 2014’te de yine 40 hisse sahibi Limak ayrıldı. Yasa gereği her iki ortağın teklif götürdüğü MAHB, bu hisseleri de alarak işletmeci olan ISG şirketinin yüzde yüz sahibi olmayı başardı. 

Şirket, 2008’de sektörde deneyimli isim olan Gökhan Buğday’ı CEO olarak atamıştı. Görevinde iyi bir performans gösteren Buğday Mart 2017’ye kadar en uzun süre görev yapan CEO oldu. 

Buğday, görevi yine kendi gibi işi iyi bilen Ersel Göral’a bıraktı. Göral da bir süre görev yaptıktan sonra ayrılmak zorunda kaldı. Ersel Göral’in yerine vekâleten Genel Müdür Yardımcısı Berk Albayrak atandı. Albayrak daha sonra asaleten atandıysa da, IC İçtaş (İbrahim Çeçen Holding) ile yapılan ortaklık görüşmeleri nedeniyle IC’nın CEO’su Serhat Soğukpınar ISG’nin Genel Müdürlük makamına getirildi. Ortaklık görüşmeleri çıkmaza girince görevde bir kaç ay kalan Soğukpınar ayrılıp IC İçtaş şirketine geri döndü. 

Onun yerine vekâleten Stratejik Planlama ve Hazine Direktörü Kerem Maybek göreve getirildi. 

Bu gelişmeden sonra Sabiha Gökçen Havalimanı CEO’luğuna Haziran 2024 tarihinde Alp Er Tunga Ersoy atandı. Ersoy, sektöre 1999’da terminal nöbetçi memuru olarak girip Genel Müdürlük düzeyine kadar çıkan sayılı havacılık yöneticilerinden biridir. 24 yıllık görev süresinin 18 yılını yurt dışı görevlerde geçiren Ersoy’un, Sabiha Gökçen’de kendini tam gösteremeden yönetim kurulu ile görüş ayrılığına düşerek istifasının istendiği gerçeğine rağmen her iki tarafın da bu ayrılığın anlaşarak gerçekleştiğini açıklaması nezaket kuralları gereği olsa gerek. 

Şurası bir gerçek ki, genel müdürler patron veya yönetim kurullarınca atanır ve onlara karşı sorumludurlar.

Yaptıkları ve yapacakları işlerle ilgili olarak yönetim kuruluna bilgi vermek zorundadırlar. Çünkü, Türk Ticaret Kanunu’na göre yönetim kurulu her konuda devlete ve bağlı olduğu üst yönetime (MAHB Holding) hesap vermek durumundadır. Bu durum Malezya kanunlarında da olsa gerek.

Yönetim Kurulu, Ersoy’u çok yetersiz bulmuş olabilir, paylaşımcı olmaktan uzak görebilir, kişisel ilişkilerinde de yapıcı görmemiş olabilir. Veya kamu otoritelerinden bazı şikayetler almış olabilir. Velev ki, bunlar olmasa bile yine de kendilerince bir hata bulup görevden ayrılmasını istemiş olabilir.

Dışardan bakan birisi olarak, iki ay önce yaptığı bir basın toplantısında havalimanındaki tuvaletlerin yaydığı kokuyu gidermek için yapılan işleri bizzat bize göstermişti. 10 Kasım günü alana gittiğimizde sorun giderilmişti. 

Birilerinin şeytanın avukatlığını yapıp

10 Kasım’da yapılan Atatürk’ü anma töreninin çok beğenilmesinin veya fiziksel olarak artık çok yetersiz kalan terminal salonlarında hızlı geçişteki izdihamın görevden alınma sebebi olduğunu söylemesi bir laf- i güzaftır. 

Mutlu yarınlar Türkiyem.