Ortada önemli bir konu var, sorumlular topu çevirerek zaman kazanmaya çalışıyor. Son iki yılda tarihi bir servet transferinin gerçekleşmesine tanık olduk. Vatandaş pek bunun fakında değil ancak gerçek bu.
Kamunun ve tasarruf sahibinin parasını bedavaya birilerine vererek, sınırının ne olduğu bilinmeyen bir enflasyon ortamında maddi güç haksız bir şekilde el değiştirdi.
Piyasa uyuşturucuya alışmış bir bağımlı gibi bu yapay ekonomik iklime bağlandı.
Herkes yapılanın hatalı olduğunu anladı ancak bu hatadan nasıl dönüleceğini bilen yok. Aslında, “bilen yok” doğru bir ifade değil sanırız, yapılması gerekeni uygulayacak insan yok desek daha doğru olacak.
Koro halinde faizin normal bir seviyeye gelmesinin çok olumsuz olacağı söyleniyor. Peki soru şu; “Enflasyon uzaya ulaştığı bir ortamda faizi % 8,5’a indirmenin sonuçları daha olumsuz değil miydi?”
Neden korkuluyor? Geçtiğimiz günlerde dünyanın en prestijli ekonomi gazetesi dünyada en fazla zombi şirketin Türkiye’de olduğunu yazdı. Faizin normal bir seviyede olması durumunda bu şirketlerin batmasından korkulmakta.
Bir diğer endişe serbest piyasa uygulamaları dışında bankalara satılan yaklaşık 200 milyar TL olduğu sanılan devlet tahvillerinden oluşacak zararın bankacılık sistemine getireceği yüktür.
Enflasyon sarmalında ölçümleme yapılamayan ve fiyat beklentileri yerle bir olmuş ekonomide bunlardan korkarak adım atamıyorsanız, işimiz gerçekten zordur.
Milyonlarca insanın cebinden paralarını haksız bir şekilde transfer ederken neden endişe eden bir kişi yoktu?
Türkiye önümüzdeki dönemde irrasyonelliğin normalleştiği ortamdan çıkış hikayesini tartışacak.
Bu süreçte bir an önce gerçeklerin tartışılmaya başlanmasını temenni ediyoruz.