‘’Şekercioğlu Kitapevi, cadde üzerinde yıllar boyu Bursalılara hizmet verdi. Sinemanın köşesinde, bazen karşısında kısa boylu çekirdekçinin pirinçten yapılı arabası yıllarca aynı yerinde duruyordu. Ayakkabıcıların sandıklarını şimdi antikacılarda görebiliyoruz. Tayyare sinemasının yenileme çalışmasından önce, orkestra yeri olduğunu biliyor muydunuz? Zamanında sahnenin altında opera, operet ve müzikaller için orkestra yeri yapılmıştı. Sahnede tiyatro oyunları için de sufle yeri vardı. Tayyare sinemasının girişinde Yalova ve Uludağ dolmuşlarının merkezi vardı. Sinemanın üst katında Şehir Kulübü ve Öğretmenler Derneği vardı.

Buradan pazara, Kubbeli Hana inerdik. Pazaryerinde Deli Ayten’i boynunda davulu ile gördüğümde çok şaşırmıştım. Kendine takılanlara saçma sapan kelimeler yağdırırdı. Aşk onu bu hale getirdi, kocası ölünce aklını yitirdi, demişti babam.

Ticaret Bankasının olduğu iş hanının yanında Kafkas Pastanesi, Kız Lisesine uzanan yolun başında Bursaspor Kulübünün bulunduğu bina ve Hakimiyet Gazetesinin matbaası ve yönetim binası bulunurdu. Kız Lisesine çıkan caddenin sağında solunda kitapçı dükkanları bulunurdu.

Çıksalınlar’ın iş hanı yıkıldı, katlı otopark yapıldı, Nalbantoğlu Çarşısı açıldı. Köşesindeki binada Uludağ Üniversitesi rektörlüğü faaliyet gösterdi. Çarşının diğer köşesinde Kurtul Pasajı vardı, içinde kaset dolduran kasetçiler vardı. Bursa’da pasaj kültürü, Kurtul Pasajı ve Burç Pasajıyla başladı.

İstanbul Bankası, Dağcılık Kulübü ve Romans Çay Bahçesi vardı, akasya ağaçlarının altında çay içerdik. Çay bahçesinin yanında Osmanlı Bankası’nın muhteşem binası bulunuyordu. 1875 yılında açılan bu bankanın ilk memurları Yahudi olduğu için bir müddet halk arasında Yahudi Bankası olarak anılmıştı, sonra yerini Bursa Kumaş Pazarına bırakmıştı. Binanın arkasındaki binada askeriye doktorlarının çalıştığı poliklinik vardı.

Orhan Boğazında iki tarihi han vardı, çatıları Osmanlı kiremitleriyle kaplıydı. Meydanda bir benzin istasyonu vardı. Nüfus ta Belediye otobüsü de azdı. Zaten yarım saatlik yola, yakın, deyip yürürdük. Meydan Belediye otobüslerinin kalkış merkezi oldu. Sonra meydanı düzenlediler, alt geçit yaptılar, ne varsa yıkıp geçtiler. Tarihi sivil mimarlık örneği Osmanlı Bankası binası da yıkıldı. İki tarihi han da yenilenirken mimari özelliklerini yitirdi. Meydandan Ege ve Moda otobüsleri kalkardı. Küçük bir benzinlik te meydandaydı. Meydanın arkasında ünü diyarları aşmış Bursa Kapalı Çarşısı vardı. Ulu Camiden yeni açılan Fomara caddesine inen caddenin üzerinde Lale Sineması vardı.

Tayyare Sinemasının karşısında taş işlemeli cephesiyle İş Bankası, Postane ve Emlak Bank vardı. Setbaşı-Postane arasında piyasa yapılırdı, biz de lise yıllarında her akşamüstü bu turu atardık, dostlarla selamlaşılırdı. İş Bankasının köşesinde turşucu Lütfü dururdu.

Tomruk önüne gelmeden vızır vızır işleyen Sümerbank Mağazasının arkasında sivil mimari örneği hanlar vardı, kimi yıkıldı, kimi mimari özelliği yok edilerek yenilendi. Burası Tahtakale Bölgesi, benim beş yaşımdan itibaren üniversiteyi bitirene dek yaşadığım Tahtakale Bölgesi, o yaşantımı ayrı bir bölümde sizlerle paylaşacağım. Biraz ilerde Zeki Müren Apartmanı bulunuyor, biraz daha ilerde de Çakırhamam.

Yapılan restorasyonla tarihsel özelliğini yitirip, günümüz AVM’lerine benzetilmiş Bali Bey Han’ın yanındaki çift sıra merdivenin ortasında sular akardı. Araçlar buradan Muradiye’ye dönerdi.

Babamın beni Pınarbaşı Bayram Yerine götürdüğünü hatırlıyorum. Dönme dolaplar, uçan sandalyeler vardı, motosikletler, bisikletler ve atlar gezinmek için kiralanırdı. Buradan iki üç katlı ahşap evlerin arasındaki dar sokaklardan yürüyüp Muradiye’ye gelmiştik, oradaki Türbeleri ve Camii gezmiştik.

Devlet Hastanesine geldiğimizde, karşısındaki parka girer, Bursa ovasını seyrederdik. Bodurlaştırılmış dut ağaçlarını ilk defa orada görmüştüm, çok şaşırmıştım, gidip ellemiştim…’

Nostaljik Gezintiyi burada sonlandırıyorum. Gelecek hafta ‘’BENİM YAŞADIĞIM BURSA’’yı sizlerle paylaşacağım.