Beş yıl önce dünyanın 150’den fazla hükümet başkanı, biz hariç, insanlığın yüz yüze olduğu doğa felaketi, iklim değişikliği ile mücadelede küresel eylem için görülmemiş bir destek oluşturmak için bir araya geldi. Yaptıkları kapsamlı müzakereler sonunda ülkeler olarak bu felaketle mücadele yolunda atacakları adımları belirlediler ve bunları içeren bir sözleşmeyi Aralık 2015’te imzaladılar.

Beş yıl önce dünyanın 150’den fazla hükümet başkanı, biz hariç, insanlığın yüz yüze olduğu doğa felaketi, iklim değişikliği ile mücadelede küresel eylem için görülmemiş bir destek oluşturmak için bir araya geldi.
Yaptıkları kapsamlı müzakereler sonunda ülkeler olarak bu felaketle mücadele yolunda atacakları adımları belirlediler ve bunları içeren bir sözleşmeyi Aralık 2015’te imzaladılar.
Ben de bu mücadeleyi ülkemizi ve ekonomimizi yönetenlerinin gündemine sokabilmek umuduyla ve her vesile ile dünyada bu alanda atılan adımları sizlerle paylaşıyorum, umarım “öf be’’ dedirtmiyorum.
Aslında öf be dedirtmeyecek olayları biz de yaşadık; sonbahar aylarındaki olağan dışı kuraklık, barajların boşalması, İzmir’in, Antalya’nın, Adana’nın caddelerinden seller akması, iklim değişikliği zilleri değil miydi?
Gazetemizin 2/Mart nüshasında ‘’OTOMOTİVDE dönüşüm zamanı’’ başlığı, manşeti oluşturdu ve elektrikli araçların bu dönüşümün eksenine oturduğu vurgulandı.
Aynı gün yayınlanan MANŞET programında NOSAB Yönetim Kurulu Başkanı ve EG PRES ve EG SÜSPANSİYON şirketlerinin sahibi Erol Gülmez misafir edildi ve konu çeşitli yönleriyle tartışıldı.
Konuşmanın bir bölümünde, NOSAB’daki firmaların ürettikleri ürünleri AB ülkelerine satışlarında alıcılar tarafından, “Üretimlerinizde ne oranda yeşil enerji kullanıyorsunuz?”sorusunun sorulduğunu, NOSAB’ın da pazarın öne sürdüğü bu koşulu karşılamak için, firmaların üretimde kullandıkları enerjiyi sağlayacak güneş enerjisi tesisi kurma yolunda çalışmaları başlattığını anlattı.
O ülkelerde elektrikli araç kullanımının %20’yi geçtiğini de vurguladı ama programın içinde bu zorunlulukların nedeninden hiç bahsetmedi.
Oysa bu alanda bilinçli adımlar atan ülkelerin tek hedefi var; insanlığı iklim değişikliği felaketinden korumak.
Aslında Sayın Gülmez adını söylemese bile, karbon salınımsız üretime geçmekte olduklarını gururla söylemesi sevindiriciydi.
Biliyorsunuz Almanya, Paris Sözleşmesi’ni imzaladıktan sonra kendine bir hedef belirledi, 2050’de sıfır karbon salınımı.
Sayın Başkan konuşmasında NOSAB sanayicilerin kaliteli eleman bulamadıklarından da yakındı.
Benim de dünyadan örneklerle defalarca bu köşeyi doldurduğum bir konu bu, hemen öneriyorum, bugün gelişmiş ülkelerin, marketteki tezgahtardan, fabrikalardaki üretimde çalışana kadar, nitelikli eleman yetiştirmeye yönelik uygulamalı eğitim sistemini, tüm OSB’lere örnek olacak bir UYGULAMALI Meslek Okulunu NOSAB’ta açarak, başlatın.
Bu yazıyı hazırladığım süreçte sevindirici bir haberi de Türkiye’den bu alanda bir başka dönüşüm haberini de TV’de izledim, traktör imal eden bir firmamızın Ziraat Bankası’nın desteklediği bir proje ile Elektrikli Traktör üretimine başladığını öğrendim, imalatın tüm safhaları tamamlanmış, seri imalat başlamış.
Firma marka adının verilmesini Ziraat Bankasına bırakmış, traktör marka adını aldıktan sonra elektrikli traktörler tarlalara inecek ve ülkemiz de Paris Sözleşmesini imzalamasak da, dünyanın İklim Değişikliği ile mücadelesinde etkin bir adım atmış olacak…