Eser sayılabilen fikri emek ürünleri korunur. Bir fikir ve sanat eserinin sahibi, onu vücuda getirendir (FSEK[1] m.8/I). Bir eser vücuda getiren şahıs, sadece bu yaratma olgusu ile "eser sahipliği" denilen hukuki statüyü kazanır. Bu statü, meydana getirilen eser üzerindeki her türlü fikri hakların kaynağıdır.                                                                                                           Fikri hakların devir ve intikalini, mali hakların ve ona bağlı olarak da ilgili manevi hakların devir ve intikali şeklinde anlamak gerekir. Mali haklar, sadece eser sahibine eserinden iktisaden yararlanma yetkisi verir.[2] Eser sahibinin, manevi hakları kapsamında, eserde değişiklik yapılmasını yasaklama hakkı da bulunmaktadır (FSEK m.16). Eser sahibinin mali haklarını devretmesi, manevi hakların devrini içermemesi nedeniyle, sadece mali hakların devri, devralana eser üzerinde değişiklik yapılmasını yasaklama yetkisi vermez. Dolayısıyla, eser sahibinin izni olmadıkça, eserde değişiklik yapılamaz.                                                                                           Eserde ve eser sahibinin adında değişiklik, ancak eser sahibinin izniyle veya bizzat eser sahibinin kendisi tarafından yapılabilir.[3]                                                                                           Mimari projeler de, eser olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, yukarıda yapılan açıklamalar, mimari projeler için de aynen uygulama görür. 

5486 Sayılı FSEK'in 2/3. maddesine göre, her çeşit mimari projeler ilim ve edebiyat eserleri kategorisinde yer almaktadır. Aynı kanunun 4/3. maddesine göre ise, estetik değere sahip olan mimari eserler sanat eseri sayılır. Bir mimari projenin bütünlüğünün bozulmaması ve korunabilmesi için güzel sanat eseri olması yani estetik niteliğe haiz olması gerekmektedir. Eser sahibi mimar, ancak estetik niteliğe haiz ve güzel sanat eseri sayılabilecek olan mimari yapılarda, kendisinden izinsiz biçimde meydana getirilebilen değişikliklere karşı çıkabilir. Buna karşın mimari proje değiştirilmeksizin estetik niteliği bulunmayan mimari yapıdaki değişikliğe, anılan mimari yapının projesini hazırlayan mimarın, FSEK hükümlerine dayanarak engel olabilmesi mümkün değildir. Çünkü projesi uygulanarak güzel sanat eseri vasfı olmayan bir mimari yapı inşa eden mimarın, mimari yapı üzerinde FSEK tarafından korunan bir eser sahipliği hakkı bulunmamaktadır.[4] Diğer bir anlatımla, mimar tarafından yapılan özgün projenin bütünlüğünün bozulması gerekmektedir.                                      Yapı üzerinde ufak-tefek değişiklikler, özgün mimari projenin özgünlüğünü etkilemediği takdirde, bu değişiklikler FSEK'in 16/2 maddesi kapsamında ve zaruri değişiklikler kapsamında kabul edilerek izne ihtiyaç göstermemektedir. Örneğin, çatı akması gibi basit onarım ve tadilatlar için izne gerek yoktur (3194 saydı Kanun m. 21).

Çalışmalarınızda başarı, ailenizle birlikte esenlik ve mutluluklar diler, saygılarımızı sunarız.


[1] FSEK: 5486 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu

[2] Ergün, M.: Fikri Mülkiyet Hukuku, C.1, Ankara 2020, s.7

[3] Arslanlı, H.: Fikrî Hukuk Dersleri II, İstanbul 1954, s.84; Öztrak, İ.: Fikir ve Sanat Eserleri Üzerindeki Haklar, Ankara 1971,  s.57; Ayiter, N.: Hukukta Fikir ve Sanat Ürünleri, Ankara 1981 s.12 vd.; Yarsuvat, D.: Eser Sahibi ve Hakları, İstanbul 1984, s.123; Erel, Ş.: Türk Fikir ve Sanat Hukuku, Ankara 1988, s.119 (Ertaş, Ş./Gökyayla, K.E.: Mimarî Projeler Üzerindeki Telif Hakkı, s.412 Naklen, https://hukuk.deu.edu.tr.2020/1, Erişim Tarihi:15.02.2025)

[4] T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi, 11/03/2021 Tarih, 2020/846 Esas ve 2021/249 Karar sayılı hükmü, https://karararama.yargıtay.gov.tr (Erişim tarihi: 15.02.2025)