Küresel anlamda emtia fiyatlarında bir yükseliş söz konusu. Özellikle 2020 yılının haziran ayında başlayan artışlar 2021 yılının ilk üç ayında hız kazandı.

Küresel anlamda emtia fiyatlarında bir yükseliş söz konusu.
Özellikle 2020 yılının haziran ayında başlayan artışlar 2021 yılının ilk üç ayında hız kazandı.
Son iki haftada bölgemizdeki çok sayıda sanayici ile görüştüm.
Telefonda ilk söz, “Ne yapacağız böyle?” oluyor.
Tekstilden hazır giyime, otomotivden yan sanayisine kadar bütün sektörlerde kullandıkları hammadde fiyatlarında ardı arkası kesilmeyen zamlar sanayicilere bu sözleri söyletiyor.
Fiyat artışlarının yanında bir de tedarik sıkıntısı söz konusu.
Tabii ki bu durum aynı zamanda karaborsa fiyatların oluşmasına yol açıyor.
Örneğin, tekstil ile uğraşanlar polyester ve pamuk ipliğinde üç katı bulan fiyat artışlarından bahsederken çelik, sac, metal teller, alüminyum ve petrokimya ürünlerinde de durum farksız değil.
Bu durumun yaratmış olduğu fırtınalar ister istemez işletmeler arasında anlaşmazlıklara yol açmaktadır.
Ayrıca karaborsanın meydana getirdiği durum ise ihracatta rekabet gücümüzü zayıflatmaktadır.
Zamanında yetiştiremediğiniz ürün bir tarafa bir de zar zor bulduğunuz hammadde ile oluşturmuş olduğunuz üretimi sevk edememe durumu da başka bir dert oldu.
Çünkü nakliye sistemlerinde de konteynırın üzerine de bir de tır ve kuru yük gemilerinin sıkıntısı çıktı.
Otomotivde ise fabrikalar ve yan sanayi çip tedariki sağlanamadığı için çareyi üretimi durdurmakta buldu.
Bir anlamda kriz yaşanıyor ve sanayici, üretici amansız bir mücadelenin içerisinde bulunuyor.
Sanayicinin bir başka sorunu ise dövizle anlaşmalar ve sözleşmeler. İptal edildi ama bütün sıkıntıyı üretici çekmekte zira bütün ham madde fiyatları ve borsası döviz ile gerçekleşmesine karşın TL sözleşmelerde her zaman zarar üreticinin üzerine kalıyor ve daha küçük işletmelerin aleyhine bir durum oluşuyor.
Bütün bunların yanında bir de kurdaki dalgalanmalar ise başka bir heyecan yaratmakta.
Mutlaka tedbirler alınmalı ve ham madde ithalatında kolaylıklar sağlanmalıdır.
Üretimin devam edebilmesi açısından ek tedbirler ve önlemler alınmalıdır düşüncesindeyiz.
Türk üreticisi, tüccarı, sanayicisi, çiftçisi bütün bu olaylar karşısında tecrübelidir.
Mevcut durumda herkes direksiyona sıkıca sarılmış seyrediyor ve pür dikkat hareket etmekten başka yapacakları bir şey yok.
Buna karşın ülkemizde tedbirler alınmalı, küresel çapta oluşan hasardan daha fazlası yaşanmamalıdır.
Sonuç olarak bu durumun ister istemez bir de enflasyonu olacaktır.
Saygılarımla.