Siyasi ihtiras ve bilgisizliğin esiri olduğumuzu ifade edenler çoğunlukta.

Sorun ne olursa olsun, kısa vadede sıkıntılı bir süreçten geçeceğimiz kesindir. Türkiye yakın tarihinde ilk defa üretim gücünü ve rekabetçiliğini kaybetmiş görünüyor. Küresel boyutta marka olmuş şirketlerin, faaliyetlerini azalttığı süreçte insan endişeye kapılıyor.

Ülkenin içine kapalı, olumsuz atmosferinden kurtulup dünyada neler olduğuna bir baksak…

2010 yılında uzaya 1 kg. malzeme göndermenin maliyeti 50.000 USD iken 2024’ te maliyetin 100 USD’ye düştüğü biliniyor. Uzmanlar yakında uzaya 1 kg. malzeme göndermenin maliyetinin 10 USD’ye düşeceğini tahmin ediyor.

Bu gelişme nasıl gerçekleşti?

Yeniden kullanılabilen roket üretiminin sağlanması sayesinde uzaya gönderim maliyetinin dramatik bir şekilde düştüğünü görüyoruz.  TV’lerde ve sosyal medyada sürekli gördüğümüz karaya inen roketlerin bize getirisi budur.

Peki bu maliyetin düşmesinin bizlerin hayatına etkisi ne olacak?

Uzaya nakil maliyetinin düşmesinin başlıca dört alanda etkileri olabileceği düşünülüyor.

-         Küresel internet sağlayıcılığı

-         Uzay üretimi

-         Astreoid madenciliği

-         Uzay merkezli güneş enerjisi

Klasik internet okyanus tabanından geçen kablolardan sağlanırken, yakın gelecekte uydular vasıtasıyla dünyanın her yerinden daha kaliteli ve ucuz internet hayatımızın bir parçası olacak. Uydularla internet sağlayıcılar, yeni nesil küresel iletişimin patronu olacak.

Yerçekimsiz ortamın kristalleştirme, ileri ilaç üretim teknolojileri için olanak sağladığı ifade ediliyor.

Tüm bu alanlara yatırım yapan, teknoloji geliştiren şirketler yoğun bir şekilde çalışıyorlar.

Yeni iş alanları, uzmanlıklar büyük fırsatları beraberinde getiriyor.  2040 yılında uzay endüstrisinin 1 trilyon USD’lik bir ekonomi olacağı düşünülüyor.

Dünyada büyük bir değişim var, ya bizde?