ABD bir “Süper Güç” olarak nitelendirilse de aslında büyük sosyoekonomik sorunlarla boğuşan sağlıksız bir toplumu ifade etmektedir. Önemli bir nüfusu sokaklarda yaşayan, üretim gücünü yitirmiş bir ülkeden bahis ediyoruz. Ciddi sorunları olması Trump gibi bir emlak tacirinin yeniden Beyaz Saray’a taşınmasına neden olmuştur.

Nüfusun çok az bir bölümü ve yirmi civarında devasa şirket 20 Trilyon USD’lik GSMH’ya ulaşılmasını sağlamaktadır. Toplumun büyük bir bölümü fakr-u zaruret içerisinde yaşamakta olduğu dışarıda bilinmez. Bu nedenledir ki; ABD’ de sokaklar güvenli değildir. Turistler için safariye çıkmış gibi evsizleri fotoğraflamaktan başka ilginç bir şey kalmamıştır.

ABD içeride yaşadığı bu sorunları çözmenin peşindedir. Bu nedenle akla gelmeyecek adımları atmaktan geri çekilmemektedir.

Çırpındıkça batan bir görüntü vermesinin ardındaki durum da budur.

ABD eskimiş, köhneleşmiş bir altyapıya sahiptir. Her şey güncelliğini yitirmiştir. İhtiyaç duyulan yenileme yatırımlarının yapılabilmesi mümkün değildir. Parayı savunma harcamalarına harcamalarından dolayı oluşan yaklaşık 40 Trilyon USD borcun nasıl çevrileceği bilinememektedir.

Tamam, çok büyük global şirketlere sahip bir devlettir; ancak elin parmağı kadar olan bu şirketlerin gücü ABD’yi döndürmeye yetmemektedir.

ABD silah gücüyle arkasında durduğu doları basarak sistemi döndürmektedir.

Ancak Trump yönetiminin bu durumdan çıkmak için ABD’nin üretim üssü olması gerektiğini düşündüğü ortadadır.

Bu görüşe karşı olanlar bu maliyetlerle ABD’ de üretim yapılamayacağını ifade etmektedir.

Karşı görüş bir yana, ABD yönetimi artık şartların değişmeye başladığına inanmaktadır. Boston Dynamics ve Tesla dışında birçok şirket robot üretiminde önemli mesafeler almış durumdadır. İşçiye ihtiyaç olmadan üretim gücü kısa zaman diliminde sağlanacak durumdadır. İhtiyaç duyulan ucuz enerji için kömür yataklarının yeniden devreye girmesi için adımlar atılmaktadır. Zaten yeni ürünlerin tasarımı noktasında sahip olduğu konuma bakıldığında ABD’nin orta vadede bir üretim üssü olabileceği anlaşılmaktadır.

Böyle olunca temel maaş veya insan veri geliri gibi sistemlerle milyonlarca vatandaşına yaşayacak bir gelir yaratma imkanı yaratılabileceği düşünülmektedir.