Bu başlığı okuyunca, “Bursa zaten yeşil, hep yeşil kalmalı” dediğinizi duyar gibiyim ama bu yeşil renk değil, atmosfere karbon salınımı olmayan Bursa’yı tanımlayan YEŞİL! Geçen hafta Büyükşehir Belediyemizin desteği ile MARSİFED/Marmara ve İç Anadolu Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu tarafından, YEŞİL BURSA, YEŞİL OSB ZİRVESİ düzenlendi. Toplantı iş dünyamızın yakın ilgisini çekmişti, salon doluydu. Ve de bu OSB zirvesinin çok değerli bir anlamı vardı benim için, artık Bursa iş dünyası önündeki İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ felaketinin farkına varmış ve onunla mücadeleye başlamıştı. Başta MARSİFED Başkanı olmak üzere tüm konuşmacılar, bu felaketi pompalayan, üretimlerindeki karbon salınımlarını sıfırlamayı hedefleyen üretim biçimleri üzerinde konuştular. Toplantının açılış konuşmaları içinde söz alan BTSO Başkanı İbrahim Burkay, Bursa’da sadece 2 adet OSB olduğunu, (BOSB ve TEKNOSAB), diğerlerinin değersiz üretim alanları olduğunu iddia etti ve konuşması bitince toplantıdan ayrıldı. Bana söz verildiğinde, dönemimde yaptığımız, yenisi onaylanmadığı için halen yürürlükte olan 1/100.000 ölçekli imar planında da iki OSB olduğunu, bunların BOSB ve NOSAB olduğunu vurguladım ve de alkışlandım…

Geçen hafta BUSİAD yönetimi de, 17 İlçe ve Büyükşehir Başkanlarını ziyaretlerinin ardından hazırladığı, Bursa 2050 Çevre Düzeni Planı’na ait bir değerlendirme raporu yayınladı. YEŞİL BURSA hedefine doğru adımlarla ilerlemeyi içeren bu rapora da göz alalım. Bu adımları tanımlarken ‘’Sanayi, Turizm ve Tarım ile Gelişen Bursa’’  belgeseli çalışmasını sürdürdü ve bu çalışma sonunda BUSİAD Bursa’nın sosyo-ekonomik dengesizliğini giderebilecek önerilerini sıraladı. Gelin bu önerilere ‘’YEŞİL BURSA’’ hedefi ışığında göz atalım;

·       Sanayi yapılaşmasına uygun, tarım ve turizme engel olmayan, tekil alanlarda gerekli koşulları sağlamak kaydıyla tekil sanayi yapılarının ve yerleşimlerin oluşumuna izin verilmelidir.

·       Nilüfer’de yeni organize sanayi yapılaşmasına gidilmemeli, Bursa’nın diğer ilçelerindeki uygun alanlarda yeni yapılaşmaların olabilirliğine bakılmalıdır.

·       Tarım özendirilmeli, çiftçilik mesleğine itibar yeniden kazandırılmalıdır.

·       Tarımın sanayi olarak görülme anlayışı geliştirilerek iş insanlarının tarıma yönelmesi, büyük ölçeklerde, yetkin iş gücüyle ve teknolojiyi kullanarak üretim yapmaları sağlanmalıdır.

·       Tarımsal üretimde genç girişimcilerin yetişmesi desteklenmelidir.

·       Üretimden kullanıcıya kadar uzanan kooperatifçilik yapılanması Bursa ve ülke çapında oluşturulmalı ve desteklenmelidir.

·       Tarımsal üretim ve verim teşvik edilmelidir.

·       Tarım ürünlerinin işlenip, değerlendirilmesine ve pazarlanmasına yönelik üreticiler ve girişimciler yönlendirilmelidir.

·       Termal turizm ‘’Yeşil Bursa’’ nitelemesi korunarak kamu ve özel sektör işbirliği ile geliştirilmelidir.

·       İnanç turizmine yönelik tarihsel sürece ilişkin yenileme çalışmaları tamamlanmalı ve bu konuya ilişkin turizmi, politikaları belirlenerek hayata geçirilmelidir.

·       Sektörel yelpazesi en geniş şehir olan Bursa’mız konu bazlı tematik festivaller şehri yapılmalıdır.

·       Uludağ’ımız yılın her mevsimi yararlanabilecek bir alan haline getirilmelidir. Bu, benim de Ekohaber’deki ‘’Turizm Sektöründe Uludağ’’ başlıklı yazımda önerdiğim Uludağ’dır.

·       ‘’Yeşil Bursa’’ söyleminin tüm Bursa il merkezi ve ilçelerinde gözle görülebilir ve yaşanabilir olması sağlanmalıdır.

·       Bursa 2050 Çevre Düzeni Planı ilgili tüm paydaşların görüş, öneri ve olurları alınmış olarak hayata geçirilmeli ve plan mutlaka korunmalıdır.

·       Bursa’mızın kentsel yerleşim planı merkez ve tüm ilçeler ile birlikte sanayi, tarım ve turizm potansiyelimiz ve hedeflerimiz göz önüne alınarak hazırlanmalıdır.

·       Hem tarımda hem de sanayide teknoloji etkin şekilde kullanılmalı, katma değeri yüksek ürünler üretecek tesisler kurulmalı, alansal verimlilik sağlanmalıdır.

Sonuç olarak Bursa’nın planlanması, Bursa’mızın bütünsel kalkınmasını sağlayacak şekilde, tüm ilçelerin birlikte düşünülüp ele alınarak, sosyal ve ekonomik dengesizliği de giderecek şekilde politikalar geliştirilerek, orantılı gelişimi üzerine kurgulanmalıdır.

BUSİAD’ın bu gelişim planında 2050 hedefinin, sıfır karbon salınımlı

‘’YEŞİL BURSA’’ olmasının ana ilke olması kaçınılmazdır.