Gazetemiz EKOHABER’in değerli yazarı ve eski BBB başkanlarımızdan Sayın Erdem Saker’in geçen hafta köşesinde yazdıklarını dikkatle okudum. Sayın Saker’in söylediklerine katılmamak mümkün değil.
Gazetemiz EKOHABER’in değerli yazarı ve eski BBB başkanlarımızdan Sayın Erdem Saker’in geçen hafta köşesinde yazdıklarını dikkatle okudum. Sayın Saker’in söylediklerine katılmamak mümkün değil. OSB için uygun kriterde milyonlarca m2 boş arazisi olan bir ülke, neden tarım yapmaya bu kadar elverişli, böylesine verimli arazilerine sanayi tesisleri kurar? Üstelik araziler yapılaşma için son derece olumsuz jeolojik özelliklerde iken...Cevap basittir. Yetki sahibi olanlar böyle olmasını istemiştir. İleriye bakılamamıştır. Planlama yoktur, SİSTEM bu yanlışı fark edecek, düzeltebilecek denetime uygun kurgulanmamıştır. Ya da uygulama sistemi kolayca yok sayabiliyordur. Ya da bizdeki gibi hepsidir.
Kayapa’da 10 dönüme, 80 dairelik bir site yapmıştım. Bir ara inşaata geldiğimde bir küçük bahçe gördüm. Her yerden karpuz fışkırıyor. Kalfaya, “Karpuz mu ektiniz, ne güzel bahçe olmuş” dedim. Ekmemişler. Öğle yemeklerinde yedikleri karpuzların çekirdekleri kalmış orda ve karpuzlar çıkmış. Böylesi verimli araziler. Nasıl üzülmezsin.
Peki nasıl olmuş da Bursa Ovası’nın ortasına, 14’ü faal, 4’ü ihtisas ve 5’i yatırım planında 23 OSB yapılmış.? DOSABSİAD’ın, Demirtaş OSB’nin kurucularından, sürecin içinde yaşamış, başkanlıklar yapmış, bir inşaatçı ve sanayici olarak düşüncelerimi aktarmak isterim.
OSB şöyle kurulur: Bir müteşebbis kurul belirlenir. Bu genelde ticaret ya da sanayi odaları, bölge sanayicilerinden oluşur. Yer tespiti yapılır ve belediye meclisinde onanır. Müteşebbis teşekkül gerekli tüm harita, belge fizibilite çalışmalarını yapar. 21 civarında kamu dairesi, seçilen OSB arazisi için, mahsur yoktur diye onay verir. Bunlar arasında Tarım ve Orman İl Müdürlükleri, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, DSİ, Köy Hizmetleri, Karayolları, Belediye, Ulaşım ve buna benzer bütün kurumlar vardır. Ve konu Bakanlığa gider. En son Bakanlar Kurulu onaylar ve Sanayi Bakanlığı arazilerin müteşebbis kurul adına kamulaşması ya da satın alınması, alt yapı (yol, su, elektrik, gaz, haberleşme, kanalizasyon vs.) çalışmalarının yapılması için kredi tesis eder. Müteşebbis kurul imar çalışmalarını ve 18 uygulamasını yaptırır, parseller oluşur. Akabinde alt yapı ihaleleri ve uygulamalar yapılır ve neticede parseller sanayiciye satılarak yapılaşma başlar. Çıkan OSB kanunundan sonra inşaat ruhsatı kesmek dahil bütün bu yetkiler, gelirleri ve sorumlulukları ile birlikte OSB yönetimlerine bırakılmıştır. OSB’ler aynı zamanda bölgede kullanılan her türlü enerji ve alt yapıyı pazarlar, gelir elde ederler. OSB’ler ile ilgili 4562 sayılı kanun, 24021 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak, 15.04.2000 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İftiharla söylüyorum, bu kanunun hazırlanması benim DOSAB başkanlığım dönemine denk gelmiş ve kanunun hazırlanmasına yönetim olarak bizimde önemli katkımız olmuştur.
Bursa’da, bu kuruluş şekline uygun sadece 2 tane OSB vardır. Birincisi Türkiye’de ilk OSB olan Pilot Sanayi (1961) dediğimiz Bursa OSB, ikincisi ise Türkiye’de ilk ilçe OSB’si olan İnegöl OSB (1977). Buradan anlıyoruz ki, zemini eski bir bataklık denen Bursa Ovası içindeki, bütün Türkiye’ye örnek diye yapılan Pilot Sanayi arazileri, Türkiye’nin bütün kurumlarından onay alarak ilk OSB alanı olmuştur.
Peki diğer OSB’ler nasıl oldu? OSB Kanunu’nun çıktığı 2000 yılına kadar, şehirlerde, ilçelerde hatta beldelerde sanayi bölgesi açma yetkisi mahalli belediyelerdeydi. Örneğin Demirtaş Sanayiciler Derneği’ni kurduğumuz 1987’de Demirtaş Belde Belediyesinin açtığı sanayi bölgesinde 40 civarı fabrika vardı ve bunların 10’u boyahane idi. Yağmur çiselese elektrik kesilir, kamyoncular bozuk yollardan bölgeye giremezdi. Rengarenk atık sular açıkta akar, çevrede otlayan koyunlar zehirlenir, Valilik cezalar keserdi. Belediye ise habire ruhsat keser, gerisine bakmazdı. Pilot Sanayi varken, 1969’da Tofaş, 1975’ de Sönmez ASF gibi iki dev tesiste bu bölgeye yapılmıştı. Fen işleri kadrosu bir teknikerden oluşan belediye yeni sanayi bölgeleri açma peşinde idi. Tarlalar birdenbire 10-15 kat değerlenmişti. Belde belediye başkanı ve meclis üyesi olmak için ilkokul tahsili yeterliydi. Ve beldeler sanayi bölgeleri açıyordu. Bunların ne fizibiliteye, ne de bakanlık onayına ihtiyaçları yoktu. Şehir belediye meclisinin onayı yetiyordu. Zaten açılana kadar, yerler satılıyor, inşaatlar başlıyordu. Bütün bunlar olurken, tarım arazilerinde, yapılaşmayı yasaklayan 1989 tarihli Köy Hizmetleri Yönetmelikleri yürürlükte idi.
DOSAB’ın OSB yapılması için defalarca Ankara’ya gittik. DPT uzmanı şöyle diyordu. “Neden Pilot OSB’ ye gitmiyorsunuz?” Bölgede bitmiş 100 fabrika olmuştu. Siz burayı OSB yaparak denetim altına almazsanız yakında 500 garanti demiştik. “Farkında değilsiniz ama biz size değil, siz bize gelmeli OSB olun demelisiniz” demiştik. Bizden sonra anladılar meseleyi. Yazık ki Bursa’da sanayileşmenin planlı gelişmesini sağlaması gereken Oda’nın, bu dağınık gelişmede vebali çoktur.
Bugün OSB dediğimiz DOSAB, NOSAB, Hasanağa, Kayapa, Akçalar, Görükle, Barakfakih, Kestel, Gürsu vb. OSB’lerin hepsi belediyelerin açtığı sanayi bölgelerinde oluşmuş, arazileri sanayicinin kendisi tarafından alınmış, imar planları, yolları, alt yapıları vs. sonradan ve devletten kredi almadan müteşebbis teşekküllerce yapılmış bölgelerdir. Ve zaten oluşmuş bu küçük sanayi bölgelerinin OSB yapılması aslında hem ovanın daha fazla zarar görmemesi, hem de bölge alt yapılarının sağlıklı gelişimi için denetim sağlamış ve isabetli olmuştur. Ayrıca dağınık şekilde yayılan sanayileşmenin tetiklediği kaçak yapılaşmayı da kısmen frenlemiştir. DOSAB’ın hem bu manada, hem de kendine yeterek gelişimi başarması örnek olmuştu