İstanbul trafiğinin her zamanki yoğun halinden kaçmak için 9 Kasım Çarşamba günü Atatürk Havalimanı istikametinden Taksim’e giderken karşılaştığım görüntü bu bölgenin en korkunç haliydi. Çünkü o gün orada İstanbul Ticaret Odası’nın organ seçimleri vardı. 4 yılda bir yapılan seçimlere hiç bu kadar ilgi görmemiştim. Memleket siyasi olarak seçim havasına girdiği için, oda ve borsa seçimlerine her kentte katılım çok yüksek oldu.
Cüppeli Ahmet’in işe müdahil olması falan değil bu yüksek katılım nedeni. Asıl neden siyasi iktidara yakın duran MÜSİAD ve aynı çizgideki iş adamları derneklerinin işe dört elle sarılmalarıdır. Bu dernekler, yaklaşan genel seçimlerde siyasi iklimin değişebileceği endişesiyle odalara sıkı bir şekilde asıldılar. Konunun özü budur. Tüm Türkiye’de mevzuata göre öncelikle Meslek Komiteleri’nin asil ve yedekleri seçilir. Bu komitelerde üye sayısına göre ilk sıradakiler hem meclis üyesi olur hem de diğer seçilen üyelerle birlikte meslek komitesi üyesi de olurlar. Örnek vermek gerekirse 700 bin üyeyle Türkiye’nin en büyük meslek kuruluşu olan İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) üyeleri 81 meslek komitesinin 4 asil, 5 yedek meclis üyesini, bağlı olarak 9 kişilik komite üyelerini seçerler. Seçilen 273 meclis üyesi de meclis başkanı ve üyeleriyle, yönetim kurulu başkanı ve üyelerini seçer. İTO’da Yönetim Kurulu Başkanlığı yapan Şekip Avdagiç meslek gurubundan seçildiği ve oda meclisine de girmeye hak kazandığı için başkan adayı olma hakkını da elde etti. Henüz Meclis’te seçim yapılmadığı halde emin olduğu meslek guruplarında 195 meclis üyesini garantilediklerini söyleyerek bu seçimi de kazandıklarını açıklayabiliyor. Seçim yönetmeliğinin çağın gereklerine uymadığını, daha adil bir sistem olması gerekir diye düşünüyorum. Benim de bir dönem komite üyeliği yaptığım İTO’da, elmalarla armutları bir sepete koyan komitelerdeki bu durum doğrusu tarhana çorbasına benziyor.
Şekip Bey’in de Yönetim Kurulu Üyesi olduğu ve 36 bin personeli ve de milyar dolarlık cirosuyla göz dolduran Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı’nın otobüsçülerle (Bu sözü küçümsemek amaçlı kullanmadığımın bilinsin) aynı grupta olması bana hiç de mantıklı gelmiyor. Böyle bir kurumun sorunlarını İTO meclisine seçilen otobüsçüler mi dile getirecek doğrusu çok merak ediyorum.
Oda ve borsalarda seçim mevzuatının garabetlerine bir başka örnek daha; 23. meslek grubunda turizm seyahat acenteleri ve yolcu taşımacılığı yapan otobüsçüler yer alıyor. İşin garibi onlar da seyahat acentesi belgesi aldığı için yasal olarak bir sorun görünmüyor. Yolcu taşımacılığı yapan şirketler, 22 numaradaki şehir içi yolcu taşımacılığı gurubuna alınabilir diye düşünüyorum. 23’üncü gurupta seyahat acenteleri fazla olduğu için Meclis’e seçilecek 4 kişinin ve komite üyelerinin çoğunluğu onlardan olmalıydı. Dağılım 3+1 veya en kötü ihtimalle 2+2 olabilirdi. Gerçek acenteciler 350 oy almalarına rağmen bölünüp iki liste çıkarınca ne yazık ki otobüsçülük yapanların listesi 200 oy alarak seçimi kazandı. Böylece onlar Meclis’e 3 üye, asıl acenteciler ise 1 üye gönderecek. Aralarında anlaşarak tek listeyle Meclis üyeliklerini 2+2 olarak paylaşabilirlerdi. Ama yaklaşan TÜRSAB seçimleri acentecileri böldüğü için böyle bir işbirliği ne yazık ki gerçekleşemedi. Bu durum, diğer meslek guruplarında da olmakta, sorunların dile getirilmesinde çok üyeye sahip olanların dediği oluyor. TÜRSAB yönetimi diğer adaylarla ortak ve tek liste için gayret gösterebilirdi, ama kendi seçimine odaklandıkları için ne yazık ki işbirliği gerçekleştirilemedi.
Farklı işler yapan bir çok meslek erbabını aynı grupta olmaya mecbur etmek yanlış bir uygulamadır.
Bu yönetmeliğin düzeltilmesi ve her mesleğin oda meclislerinde adil bir şekilde temsil edilmeleri sağlanmalıdır.
Yıllardır, belli meslek guruplarında belli kişiler meclisi ve oda organlarını teşkil eder. Bu iş böyle gider ve düzen ne yazık ki hiç değişmez. Bu iş siyasi iktidarları hiç rahatsız etmediğinden seçim kurallarını değiştirmek akıllarından bile geçmez. Kim, kimi nasıl yönetecek çok da önem arz etmez. Oysa bu iş böyle olmamalı.
Mutlu tarınlar Türkiye’m…