“Sizleri birer kıvılcım olarak        
               yolluyorum, alevler olarak geri  
                                             dönmelisiniz."
              Gazi Mustafa Kemal  ATATÜRK

İzmir İktisat Kongresi 1923’te toplanıp vatanın kalkınması için yapılacakları görüşürken 150 kişi arasından seçilen 13 başarılı öğrencinin de yurt dışında eğitime gönderilmesi kararlaştırılır.
“Kıvılcım” olarak gidip, “alevler” gibi geri dönenleri saygıyla anıyorum.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında yurt dışına eğitim için gitmek imkansız değil, ama çok zor bir iş olarak biliniyordu. Yıllar geçip de, yüzümüzü dünyaya çevirince birçok gencimiz üniversite, doktora ve çalışmak için yabancı ülkelere gittiler.
Gidenlerin bir bölümü oralarda kalıp başarılı işlere imza atarken, bazıları da doğup büyüdükleri topraklara olan şükran ve minnet borcunu ödemek için geri dönmeyi tercih ettiler. Şimdilerde dünyanın bir çok ülkesinde üniversite ve iş dünyasında önemli yerlere gelen yüzlerce Türk vatandaşının yüksek mevkilere çıktığını gururla izliyoruz.
“Beyin göçü” denilen bu gidişleri biraz olsun durdurmak, yetişen iş gücünün bilgi ve birikimlerini vatanın kalkınması için kullanmaları hep arzu etmekteyiz.
Fakat, yazık ki gidenlerin dönenlerden daha fazla olması bizleri üzmektedir.
Önce doktorlarımız terk etti bu vatanı.
Ülkede, gelecek görmedikleri, yarınım garanti altında değil  diyerek yabancı ülkelere gidip, mesleklerini oralarda sürdürmeyi seçtiler. Kimimiz onlara çok kızdık, kimimiz de hak verdik.
Bu halkın verdiği vergilerle kurulan parasız devlet üniversitelerinde eğitim gören bu vatan evlatlarının, borçlarını ödemeleri gereken yer bu topraklardı.
Fakat, dinlediğimizde bir çoğuna hak vermemiz de ayrı ve acı bir gerçek.
Doktorlar, hemşireler ve bilmediğimiz bir çok meslek erbabı değişik nedenle yaban ellere ekmek kavgasına gitti.
Sayıları 150 bine yakın bu insanların geri dönmesi en büyük arzumuzdur.
Çok zor yetişen bir meslek dalı olarak pilotluk mesleğini icra eden onlarca Türk de dünyanın değişik ülkelerindeki havayolu şirketlerinde görev yapıyor.  
Onların da her birinin ayrı gerekçesi var. Daha yüksek maaş almak, ailesini iyi yaşatmak için dış ülkelere gitmek zorunda kaldıklarını söylüyorlar.
Onlar gidiyor, biz uçakları uçurabilmek için yurt dışından pilot getirtiyoruz.
Şimdi, havacılıkta önemli bir iş kolunu oluşturan uçak bakım teknisyenleri de beşer onar yabancı ülkelere gidiyor.
Uçak Teknisyenleri Derneği (UTED) Başkanı Ömür Caninsan derneklerinin dergisinde konuyu şöyle özetliyor;
“Sektördeki kan kayıpları maalesef devam ediyor. Özellikle, yurtdışına 2024 başından beri giden yetkili teknisyen sayısı 300’ü buldu.”
Her ne kadar SGK verileri, havayolu taşımacılığı aylık ortalama 3 bin 378 dolar (116 bin lira) brüt maaş ile çalışanına en çok kazandıran sektör dese de, bu gidişler rakamın gerçeği yansıtmadığını göstermektedir. Bu nedenle birçok teknisyen de yabancı ülkelere gitmek için çareler arıyor. Nasıl ki sayı azlığı nedeniyle yabancı pilot transfer ediyorsak, teknisyen açığı nedeniyle yurt dışından eleman getirme konusu da gündeme geldi. Medyaya yansıyan haberlere göre bir uçak bakım şirketinin Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne başvurduğu, Pakistan, Hindistan, Bangladeş ve Filipinler’den yetkili uçak bakım teknisyeni getirmek için izin istediği, fakat bu talebin olumlu karşılanmadığı öne sürülüyor.  Ucuz iş gücü transferi diye adlandırılan bu girişimlerin yerli teknisyenlerin şartlarını etkilememesi için Uçak Teknisyenleri Derneği’de SHGM nezdinde devreye girerek bu tür bir ithal istihdama karşı olduklarını dile getirdiğini kamuoyuna açıkladı.
Fakat, teknisyenlerin yabancı ülkelere gitmesine neden olan bütün olumsuz şartlar ortadan kalkmadıkça sorun çözüme kavuşmayacak ve nitelikli elemanların iş göçü sürüp gidecektir.
UTED Başkanı Caninsan şu görüşleri savunuyor; “Çalışma Bakanlığı, otorite (SHGM) ve şirketlerimiz gerek çalışma koşulları, gerekse maddi süreçlerin iyileşmesi için ivedi aksiyon almalıdır.”
Şayet bu önlemler alınmaz ve gidişler devam ederse, havayolu şirketlerimiz uçaklarına bakım yapmakta sıkıntı yaşayacak, bu nedenle de, bakım şirketleri sorunun çözümü için bugün olmasa bile yakın gelecekte zorunlu olarak yabancı teknisyen transfer etmek zorunda kalabileceklerdir.
Burada en büyük görev ve sorumluluk tabi ki Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ve ilgili kuruluşlara düşmektedir. İş gücü veya beyin göçünün önüne set çekmek için gerekli önlemi almalıdır.
Eleman yetersizliğinden ötürü bakımı yapılmamış uçaklar uçamayacağına göre, belki uçaksız da kalabileceğiz.
Mutlu yarınlar Türkiyem.