Türkiye’de havayolu ulaşımının çağın gerisinde kaldığı Cumhuriyet’in ilk yıllarına baktığımızda, havaalanı sayısının yetersiz, uçak sayısının çok az, yolcu sayısının da aynı oranda kayda değer olmadığını görüyoruz.
Devlet, hava ulaşımını 1930’ların ilk yarısında başlattığında havaalanı sayısı bir kaç meydanı geçmezdi.
1940, 1950 ve daha sonraki yıllarda yapılan yeni meydanlar ilerleyen zamanlarda genişletilerek standart ölçülere ve şartlara getirilmiştir.
Bu meydanlardan biri de Trabzon Havameydanı’dır. 1957 yılında trafiğe açılan bu meydan deniz kenarındaki tek pistiyle uzun yıllar hizmet etti.
1995’te pist uzunluğu 2 Bin 640 metreye, genişliği de 45 metreye çıkarılarak havalimanı statüsüne alınan Trabzon, Karadeniz bölgesinin ilk ve tek havalimanı olma özelliğiyle bölge halkına yıllarca hizmet verdi.
Trabzon meydanı artan ihtiyaca cevap veremediği için olsa gerek, 2015’te Giresun halkının taleplerini karşılamak ve Ordu halkının da ağzına bir parmak bal çalmak için iki şehre ortak bir meydan yapıldı. Coğrafi şartlar el vermediği için ve de istimlak sıkıntısını bertaraf etmek için Türkiye’nin deniz üstüne ilk havalimanı hizmete açıldı.
İç ve dış hatlarda 2 milyon kapasiteli olan meydanın değişik nedenlerle zaman zaman uçuşlara kapatılması şikayet konusu olur. Bizde adettendir; yeni yapılan meydanlar ya onarıma alınır, ya da genişletilme yoluna gidilir. Giresun’da da böyle oldu. Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü 2023’te Ordu-Giresun Havalimanı’nın Apron Genişletilmesini ve PAT Sahaları Onarımı ile yapımı devam eden işlerin tamamlanabilmesi için ihale açar. Bu nedenle meydan 16 Eylül 2024’ten itibaren 50 gün uçuşlara kapatıldı. Hal böyle olunca halk Trabzon Meydanı’na veya Çarşamba Havalimanı’na gitmek için gece gündüz yollara düştü.
Böyle bir iş için, ihaleyi açan DHMİ’yi değil, işi sefer yapmak olan THY’yi suçlayan bazı Giresunlular siyasi iktidara da çatarak Trabzon’un daima korunup kollandığını dile getiriyorlar.
Bazıları da, DHMi’yi meydana atanan bürokratların Trabzonlu olmasından ötürü eleştirirken, yeterli sayıda sefer koymadığı için THY’ye de saldırıyor.
Biraz düşünseler, bu iki kurumun da Giresun ve Giresun halkıyla bir alıp veremediği olmadığını anlayacaklar.
Konuyu doğru şekilde öğrenmek için iktidar partisinin Giresun ve Giresunlu diğer milletvekilleri ve bürokratlarına sorup her şeyi açıkça öğrenebilirler.
Trabzon’daki Giresunlu bürokratları da unutup, meseleye farklı bakıyorlar.
RİZELİLER DE MAĞDUR OLMUŞ!
Giresun-Ordu Havalimanı’ndan sonra yine Trabzon meydanı ihtiyaca cevap vermediği için ve de Rize halkının hep silme oy verdiği Ak Parti’den alacağı hiç bir şey kalmaması için, burada da deniz üstüne bir havalimanı yapılır. Tabi Artvin halkının da gönlünü almak için tabelaya Artvin adı da ekleniverir.
Önceleri çok mutlu olan ve THY’den de çok memnun olan Rizeli hemşehrilerim, teknik nedenlerle sefer iptal edilince “Trabzon’a da yağmur yağıyor ama oraya uçak iniyor, Rize’ye inmiyor” diye feveran ediyorlar. Eli kalem tutan tüm sivil toplum kuruluşları ve basın, seferlerin azlığını ileri sürerek Rize halkının mağdur edildiğini söylüyor.
En son, Rize Muhtarlar Federasyonu Başkanı Remzi Güzel, Trabzon'dan yarı dolu kalkan ve Rize -Artvin Havalimanı yolcularının doldurduğu uçak seferlerinin Rize- Artvin’e verilmesi ile bölge halkının talebinin karşılanacağını kaydederek, “Rize -Artvin Havalimanımızın ihtiyaç duyduğu İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir, Antalya gibi illere sefer konmadığı için vatandaşlarımız büyük mağduriyetler yaşamaktadır.” diyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın babaocağında ulaşım sorununun çözülememesinin yetkililerin vurdumduymazlığı ve basiretsizliği olduğuna vurgu yapan Başkan Güzel,
“Cumhurbaşkanımızın ilinde ulaşım sorununu çözemiyorsak, şapkamızı önümüze koymamız gerekir” diyor.
Şimdi, hiç gizlemeden saklamadan benim de Trabzonlu olduğumu açık açık söyleyerek eğri oturup doğru konuşmalıyım. Rize Artvin meydanının işletmesinden kim sorumlu DHMİ. Bu kurum Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Trabzonlu Abdulkadir Uraloğlu’na bağlı. DHMİ Genel Müdürü’nü ve Rize Meydan Müdürü’nü de kendisi atıyor. Bakan kime bağlı? Cevap açık ve belli. Rize-Artvin’e yapılan uçak seferlerini düzenleyen THY’nin Türkiye Varlık Fonu’na, bu kurumun da Rize’ye ‘aşkınan bağlı, Tayyip Erdoğan’a bağlı olduğunu, kurum üst yöneticilerini de Erdoğan atadığına göre, böylesi bir durumda Rize’ye ve halkına karşı tavır alabilmeleri mümkün mü soruyorum?
Tayyip Bey, bakan, vali, rektör, müdür atamasında Trabzonluları tercih eder ama Rizelileri de kimseye ezdirmez. Bunu herkes böyle bildiği halde, yine de Rizeliler’in mağduriyeti gündemde.
Aynı şekilde Giresunlular da mağdur edebiyatı yapıyor ki, bunlar anlamsız. Birbirleriyle komşu olan bu şehirlerin bu kısır tartışmaları bir yana bırakarak iş birliğiyle bölgeye kazandırılabilecek artı değerleri konuşmaları gerekiyor.
Kaderi ortak olan Karadeniz Bölgesi ancak böyle bir iş birliğiyle kalkınabilir.
Mutlu yarınlar Türkiyem…