Geçtiğimiz hafta asgari ücrette ne zaman artış geleceğini sormuştuk. Cevap hafta ortasında geldi, temmuzda ülkemizde en düşük maaş artacak.
Peki bu artış insanımızı mutlu edecek mi? Toplumumuz bu sayede refaha kavuşacak mı?
Yıllardır küresel düzeyde devam eden ‘Kredi Balonu’ ve buna bağlı olarak sınırsız para basımı süreci ekonominin tüm alanında dengelerin bozulması sorununu beraberinde getirdi. Hakim olan ekonomik iklim sonucunda, sosyolojik ve psikolojik sorunların toplumları teslim almasına neden oldu.
Çalışmadan servet kazanan insanların yanında, çalışanların kaybetmesi hayatın anlamsızlaşmasına neden oldu. Bugün özellikle kaidelere riayet eden, çalışan, dürüst, erdemli insanların mutsuz olduğuna şahit oluyoruz.
Paranın değerinin kalmadığı, her geçen gün daha kayıp içinde olduğunuzu düşündüğünüz bir ortamda ne olabilir ki? Yarın gelirinde bir miktar artış olsa kısa zamanda daha fazlasının gideceğini bildiği yerde insan ne hissedebilir?
Sinir ilaçlarına, psikolojik desteğe, motivasyon eğitimine, yaşam koçlarına, meditasyona vb. şeylere olan bağımlılık her geçen gün artıyor zamanımızda.
Diğer taraftan ele geçen parayı o gün harcayarak eldeki imkandan azami fayda sağlamayı hedeflemek bir yaşam tarzı haline gelmiş gibi. Elde avuçtakiyle en iyisini tüketerek mutlu olma yollarının arandığı ifade edilebilir.
Oysa tüketim yoluyla mutlu olunamayacağı biliniyor.
İnsanoğlu mutluluk üzerine çok düşünmüş, araştırmış, yazmış, konuşmuştur. Harvard Üniversitesi’nin doksan yıllık araştırması zenginliğin, tahsilin, fiziki üstünlüğün, sağlığın vb. şeylere sahip olunmasının mutluluğa neden olmadığını ortaya koymuştur. Çöp toplama hizmetlerinde çalışan bir deneğin, beklentinin aksine mutlu olduğu açıklandı bu çalışmada. Çünkü mutluluk için insanlarla iletişimde olmak, iç huzur vb. yeterlidir.
İletişimin artması, iç huzur sağlanması için toplumda dengenin sağlanması gereklidir.
Toplumda dengenin sağlanması aslında zor bir iş değildir. En mutlu toplumlara bakıldığında Finlandiya, Danimarka ve Norveç gibi kuzey ülkelerinin sürekli en önde olması sözü edilen dengenin tesis edilebilmesidir.
Dünyada sevdiklerimizle mutlu olmak için varız, o zaman toplum olarak dengeye ulaşmalıyız.