OLAY Gazetesi’nde yer alan, ‘’6 dekarla başlayan tarımsal hizmet seferberliği 130 dekara ulaştı’’ başlıklı haberde, M.K.P. Belediye Başkanı Mehmet Kanar’ın, Orman İşletme Müdürlüğü’nün OR-KÖY Projesi kapsamında, 30 üreticiye 20 bin yaban mersini fidanı dağıtımını sağladığını içeren haber beni 1950’li yıllara, M.K.P. Ovası’nın oluşumuna götürdü. Ben 1955 yazında, İTÜ İnşaat Fakültesi 2. sınıf öğrencisi olarak DSİ 1. Bölge Müdürlüğü’nde yaz stajımı yaparken, mühendis abilerim o günlerde üzerinde çok yoğun çalıştıkları Uluabat Göl Seddesi inşaatına götürdüler beni ve uygulamaya başladıkları projeyi inşaat alanında anlattılar.
Uluabat Gölü’nün kış aylarında, bugün M.K.P. Ovası olarak bildiğimiz 170 bin dönüm alanın %60’ını kapladığını, suların haziran ayında çekildiğini, köylülerin ancak haziran/kasım ayları arasında, toprağın tava gelmesiyle ekim yapabildiklerini açıkladılar. İşte DSİ’nin uyguladığı proje ile Uluabat Gölü kenarına adeta alçak bir baraj gövdesi yapısında, ama tüm ovayı göl sularından kurtaracak göl seddesi Kemalpaşa Çayı’nın göle ulaştığı alanın iki sahilinde yapılıyordu. Böylece Uluabat Gölü su seviyeleri yükseldiğinde, çayın iki sahilinde yer alan ovanın verimli tarım topraklarına yayılamayacaktı. DSİ ovayı sadece göl sularına karşı korumuyordu, M.K.P. Çayı’nı ıslah edip, kış aylarında taşkın sularının ovaya yayılmasını da önlüyordu, ayrıca tüm ovaya yayılan drenaj kanalları şebekesiyle tarım alanları içindeki taban suyunu topluyor ve göl seddesi kenarına yerleştirdiği pompa istasyonlarıyla bu suları göle aktarıyordu. Böylece M.K.P. ovası köylüleri sadece yaz aylarında ekebildikleri topraklarını tüm yıl boyu, 2/3 mahsul alabilecek tarzda ekip biçme imkanına kavuşuyorlardı.
M.K.P. Ovası, birinci sınıf tarım topraklarıyla, DSİ’nin M.K.P. Çayı üzerine inşa ettiği regülatörden çevirdiği suyu aktardığı sulama sistemiyle ve verimli topraklarıyla yıllardır tarım ve hayvancılığın önde olduğu, Marmara Bölgesi’nin çok değerli bir bölümünü oluşturuyordu. Ancak bu değer bugünün koşullarında, her vesile ile dillendirdiğim Hollanda örneği ile mukayese edince arka sıralarda kalıyor, tarım ve hayvancılıkla uğraşan insanlarımızın bilgi gelişiminin sınırlı kalması ve kooperatifleşerek kol kola girip güçlenememeleri, verimlerini de sınırlı tutuyor. İşte bu nedenle ovayı çok değerli bir tarım ürünüyle tanıştırıp yazımın başlığındaki meşaleyi yakan Belediye Başkanı Sayın Mehmet Kanar’a, o meşaleyi güçlendirme yolunda bazı önerilerim olacak;
İlki tabii herkese yaptığım öneri, hem yaban mersini fidanı dağıttığınız çiftçilerden, hem de ovada tarımla uğraşanlardan ilgi duyanlarla, tarımdan zengin olabilmenin yolunu bulmuş ve de zengin olmuş, Bursa Ovası’nın yıldızı Gürsu/ Ağaköy Kooperatifi’ni ziyaret edin, onların bugüne nasıl geldiklerinin hikayesini kendilerinden dinleyin. Size bir küçük ipucu vereyim, bugün pazardan aldığımız Santa Maria armudunu 80’li yıllarda Bursa Ovası’na getiren ve ürettikleri armudun %65’ini hala ihraç eden Ağaköy Kooperatifi’dir. Bugün sizler de onların benzeri bir adım attınız, değeri çok yüksek, bu nadide ürünü, yaban mersinini M.K.P. Ovası’na getirdiniz.
Onların yapısını inceledikten sonra, Sayın Başkan size ikinci önerim ovadaki tarım veya hayvancılıkla uğraşan tüm köylerde, köy bazında kooperatifler kurun, ama Ağaköy Kooperatifi yapısında, yönetimi de uygulamaları da kendi yetki ve sorumluluklarında olacak tarzda.
DSİ ile temasa geçerek ovanın tümünün toprak yapısını gösteren toprak analiz haritalarını elde edin, bölgenizdeki ziraat mühendisleriyle beraber bu toprak yapısına uygun verimli ekim türlerini belirleyin, kooperatiflere bu bilgileri aktarın.
Ardından kooperatif başkanlarıyla beraber, yanınıza meslek okulu müdürünüzü de alarak, bugün dünyada tarım ve hayvancılıktan zengin olan ülkelerin başında koşan Hollanda’ya, Büyükelçilikle irtibat kurup gidin, onların hem kooperatif yapısını ve eğitim sistemlerini inceleyin, hem de yaban mersininin yanında, dış pazarlarda çok tutulan tarım ürünlerini araştırın ve ovanızda onları üretmek üzere de kolları sıvayın. Tabii önceliğiniz yaban mersininde, bu üretimi ovanın değişik kesimlerine de yayın, rekoltenizi yükseltin ve ihracatı hedefleyin.
Sizinle ilgili haberde yer alan, M.K.P.’daki meslek okulunda okuyan çocukların, okulun tarlalarında derste öğrendiklerini uyguladıkları, bilgisi beni çok sevindirdi. Bugün dünyada tarım ve hayvancılıkta önde koşan ülkelerde, başta A.B.D. ve Hollanda’da, çiftçi çocukları aynen bu tip uygulamalı meslek okullarında eğitiliyorlar. Eğer giderseniz Hollanda’da güzel örnekleri olan bu eğitim sistemini de inceleyin ve dönüşünüzde ovanın tarım ve hayvancılıkta yoğun olan bölgelerinde ve de Karacabey Harasında Uygulamalı Tarım ve Hayvancılık Meslek okullarının açılmasını M.E.B.’na önerin ve oluşumlarını yakın takip edin. Sayın Başkan, yukarıda anlattığım gibi M.K.P. Ovası benim meslek yaşantımın gözbebeği, sizin yaban mersini hamlenizi okuyunca çok heyecanlandım ve o heyecan içinde önerilerimi önünüze serdim, tabii bunlar sadece bendeki bilgileri ve bazı önerilerimi size aktarmayı içeriyor, karar sizin…