Enflasyondan şikayeti olmayan yok. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Siyasi iktidar gelinen noktada dünyanın her yerinde enflasyon hüküm sürdüğünü, bizde de hayat pahalılığının olmasının normal olduğunu söylüyor.
Küresel bazda enflasyon dalgasının olduğu doğrudur. Ancak bugün siyasilerin dillerine pelesenk ettiği dönemlerde de küresel etkilerin olumsuzluklarıyla mücadele edilmemiş miydi?
1929 Buhranı, II. Dünya Savaşı sonrası depresyon, 1970’lerde yaşanan iki adet küresel enerji krizi, 1980’lerle başlayan küresel enflasyon, 90’ların ikinci yarısında yaşanan Asya Krizi, 2000 yılında Küresel Teknoloji Balonu’na bağlı yaşanan ve Türkiye’nin DNA’sını değiştiren Borsa Krizi, 2008 Kredi Balonu Krizi ve sonrasında içerisinde yaşadığımız döneme ulaştık.
Bahis edilen her dönemde, küresel etkiler olsa da siyasi iktidarlar seçimlerde bedel ödemiştir.
Bugün dünyada enflasyonun sebebi karşılıksız oluşturulan devasa paradır. Bu paraların basılma masrafı dahi yoktur. Merkez bankalarının da açıklandığı üzere, sıfır tuşlarını basarak ekranlardaki hesaplara para yüklemektedirler. Bunun sebebi 2008 Krizi’nin bastırılmış etkilerinin ortaya çıkmasının önlenmesidir. Faizlerin olmaları gerektiği düzeyde seyretmesi durumunda tüm varlık değerlerinin çökeceğinden korkulmaktadır. Sözü edilen süreçte gırtlağa kadar borçlu kişi ve kuruluşlar hovardaca yaşamış ve işlere girişmiştir. Gerçeklerle yüzleşmekten bu nedenle kaçınılmaya çalışılmaktadır.
Bu dinamik sürdürülebilir değildir, ancak hala bir şekilde devam etmektedir.
Küresel olumsuz etkiler olsa da T. C. Merkez Bankası eski baş ekonomistinin hesaplamasına göre ülkemizde yaşanan enflasyonun sadece 1/ 4’ü yurtdışı kaynaklıdır.
Bir başka deyişle ülkemizde kendisini hissettiren hayat pahalılığının %75’i yanlış ekonomik kararlardan kaynaklanmaktadır.
Yıllardır burada Türkiye’nin ekonomi alanında en büyük sorunun gerçek enflasyon rakamının bilinmemesi olduğunu yazdık durduk. Bugün bu fikrimiz genel kabul görmüş durumdadır. Ülkemizde son yıllarda yaşanan ekonomik gelişmelerin kamu kaynaklarının kötü yönetilmesinin yanında bilgisizliğe ve ideolojik tutumlara bağlı olarak bu noktalara geldiği herkesin malumudur.
Bugün ülkede bırakın enflasyonla mücadeleyi, enflasyonun yükselmesi için tüm imkanlar seferberdir. Resmi ÜFE’nin %80’lere ulaştığı bir günde kamu bankaları hala %14’le kredi vermektedir. %14’le faturasını ödeten şirket ürününü en az %80 zamla satacaktır, bu kadar basit.
Bu sebeple enflasyonun ülkemizde düşmesi ancak küresel düzeyde Varlık Balonunun patlamasıyla sağlanabileceği görülmektedir. O zaman zaten can çekişen iç piyasaya, maliyetleri katlanan ihracata çalışan üreticilerimiz de katılacaktır. Bugün moralleri daha da bozmamak için dilerseniz ara verelim. Bir isteğimiz var; televizyonların ekonomi tarihçilerini ekranlarına davet edip, 1999-2002 arasında dünya ekonomisinde neler olduğunu anlattırmasıdır.
Evet, bugün her yerde enflasyon var ancak refere edilen tarihlerde dünyada neler olmuştu, biliyor musunuz?