29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı kutlamak için bir grup arkadaş ile Eskişehir’e gittik.
Her yaştan ve çeşitli mesleklerden oluşan 28 yıllık gurubumuz ile dünyayı ve Türkiye’mizin çeşitli yerlerini birlikte gezme fırsatı oluşturduk.
Otobüs ile şehre girerken arka koltuklardan bir ses “20 yıl önce tozlu topraklı ve çorak bir Eskişehir’den yemyeşil, cennet gibi bir Eskişehir’e giriyoruz.”
Anadolu Üniversitesi ve YILMAZ BÜYÜKERŞEN’İN büyük katkıları olduğu kaçınılmaz elbette.
Eskişehir’in Bursa’mıza yakınlığı nedeni ile hayatımda ikinci kez bu şehirde konaklıyorum.
İlki 1967 yılında Kars’ta bindiğimiz tren yolculuğundan sonra Bursa’ya gelmek için bir gece konaklamıştık.
Kısmet 2024 yılına imiş, yani tam 57 yıl sonra, bir Cumhuriyet Bayramı’nda yine aynı şehirde konaklamak!
Hayat tesadüfler ile dolu.
Kalmış olduğumuz oteli görünce, inanın bana küçük dilimi yuttum.
Onca yıl seyahat etmiş biri olarak böyle güzel tasarlanmış bir otel görmedim.
Tasigo Termal Oteli görmenizi ve eğer yer bulabilirseniz hafta sonu bir gün kalmanızı tavsiye ederim, inşallah bu anlayışı ve hizmeti bozmazlar.
Otelin mimarisi özellikle görülmeye değer.
Havanın güzel olması ve 4 günlük Cumhuriyet Bayramı tatilinin hafta sonunun birleşmesi nedeni ile her yer dolu.
Odunpazarı evleri, çarşıları, eski cami ve medreselerin restorasyonu ile birlikte müze ve cam imalatı lületaşının nasıl ekonomiye çevrildiği açısından görülmeye değer.
Yılmaz Büyükerşen yaklaşık iki ay önce Bursa’ya özel davetli olarak geldiğinde özellikle şunları söylemişti:
“Bir şehri adam etmek istiyorsanız, belediye olarak şehrin bütün dinamikleri ile iş birliği içine girmelisiniz.”
“Eğer şehri bir bütün haline getirirseniz her şey kolay, ben bunu başardım” diyordu.
Büyükerşen’in ne demek istediğini Eskişehir’e gitmeden anlamamız mümkün değil.
Balmumu heykelleri, Sazova Kent Parkı ve Eskişehir’in müzeleri gezmeye değer.
Tozlu topraklı bir şehirden, pırıl pırıl parkları, müzeleri, bahçeleri, gastronomisi ve de dağları bile yeşillenmiş bir turizm şehri ESKİŞEHİR’E.
Porsuk çayı ıslah edilmiş ama temizliği ve yeşilliği ile köprüleri ile bir anda kendinizi Avrupa şehrinde zannediyorsunuz, bir kez daha bravo YILMAZ BÜYERŞEN’E VE ESKİŞEHİR’E.