Farklı bir dönem yaşıyoruz. Sadece Türkiye değil, insanoğlu olarak da. Bireyin her şeyi yapabileceğine ve hak ettiğine inandığı, toplumsal kurum ve kuralların hiçe sayıldığı, geçmişle duygusal bağının kalmadığı ve her alanda aşırılığın tercih edildiği bir dönem.

Okuyucu, uzun zamandır duygu nasırlaşmasına sebebiyet veren bu sürecin kitlesel bir çılgınlıkla tamamlanacağını ifade ettiğimizi hatırlayacaktır. Öforik temelli bir çılgınlık…

Sürecin tam olarak toplumsal bir altüst oluşu beraberinde getireceği de sözlerimize eklenmişti.

Bugün gelinen noktada bu denli bir altüst oluşun yaşanacağına beklemediğimizi ifade etmek istiyoruz. Zaman geçtikçe yaşadıklarımızın çoğunluğunun yakın bir geçmiş öncesinde aklımızın bir ucunda dahi olmayacak şeyler olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bir durun ve düşünün; yaşadığımız dünya, değerler, kabul edilen sistemler, anlayışlar, kurum ve kuruluşlar nereden nereye gelmiştir.

Tüm bunlar yaşanırken insanoğlunun kendini daha yalnız hissettiği, güven duygunun kaybolduğu bir zamanı tecrübe diyoruz.

Samimiyetin ortadan kalkması ve bir inançsızlaşma dönemin getirdiklerinin bazılarıdır.

Sosyoekonomik açından bakıldığında bu durumun bir kişi veya kurumun sorumluluğunda olmadığı sonucuna varılır. Kitlesel hareketler insanlığı bir aşırılıktan diğer aşırılığı ulaştırmaktadır. Bu yolculukta nerede olursak o döneme ait karakterler ön plana çıkar ve bu kişiler zaman zaman kahraman olarak dahi adlandırılır.

Genel görünüm altüst oluşta bir aşırılığa ulaşıldığı ve kitlesel öforinin örneklerine şahit olunduğudur.

Böylesi bir ortamda yeni yılınızı en iyi dileklerimizle kutluyoruz.