Bugünkü yazımda, adalet mekanizması aracılığı ile halkın cebinden hukuka (yasaya değil, hukuka) aykırı biçimde bir iki kamu bankasına dolaylı biçimde aktarılan milyarlarca liralık bir kaynağa işaret edeceğim.

Adliyelerde görülen davalar ya da icra takiplerinde, taraflardan biri tarafından yatırılan NAKİT teminatlar.  Ya da icra müdürlüğüne borçlular ya da 3. kişiler (maaş haczi için işverenler vs.) tarafından yatırılan ancak dosyasındaki hukuki engeller nedeniyle çekilemeyen paralar. Yüzbinlerce, milyonlarca dava ve icra dosyasında yatan ve alacaklısının hesabına giriş tarihine kadar bekletilen paralar.

Harçlardan bahsetmiyorum, orası ayrı bir dünya. 

Faiz işletilmeden bu bir iki kamu bankasında “Türk Lirasında duran” yukarı paragraftaki varlıklardan bahsediyorum.

Sadece üst paragrafta bahsedilen tutarlarla ilgili sağlıklı bir rapor-araştırmaya rastlayamadım ama yıllık milyarlarca lira edeceğinden neredeyse eminim. Bu miktarlar bankalarca açıklanan ortalama yıllık kârlara yakın dehşet rakamlar!

Bu paraların bir kısmına mahkeme emirleriyle faiz işletiliyor. Esas “sömürü” burada.

Zira bu kamu bankalarımız mahkemenin emrine rağmen aylık ya da üçer aylık dönemlerde uygulaması gereken en yüksek mevduat faiz oranı konusunda öylesine gözü açıklar ki!

Piyasadaki yüzde 50‘lik oranlara rağmen yüzde 20’ler civarı oranlar işletiyorlar. Yedirmeye çalışıyorlar millete. Hukuk ve yasalar, emsal mahkeme kararları bu haksızlığa işaret etmeye devam etse de, haksız kazanç tatlı geliyor.

Sonuçta misalen bir ön alım davasının davalısı, kendisi adına depo edilen milyonlarca lirayı depo edildiği tarihle kararın verilmesi ve kesinleşmesi (ortalama süre dört yıl) sonrası almaya gittiğinde, para “kuşa dönmüş oluyor”. Taşınmaz değeri dört yılda 4 misli artmışken, alması gereken faiz oranı piyasadaki en yüksek mevduat faizi olması gerekirken, eline geçen para, ederin yarısına bile ulaşmıyor.

Bu emsal onlarca, yüzlerce “haksız” uygulamadan sadece biri.

Aradaki milyonlarca, milyarlarca TL “nema” kimin cebinden girip kimin cebine giriyor?

Malum bir iki kamu bankasının kârına.

Ekonomimiz yıllık yüzde 70’lerde enflasyon üretirken, açılan ve yıllar süren davalarda yüzde 90- 20‘ler arası faizlerle dava edilen tutarlar kuşa dönerken, vatandaşa bir darbe de bu şekilde vurularak kamu bankalarının kârları yukarıya çekiliyor.

Bunun adına adalet denemez.

Saygılarımla…