Türkiye, insanı ve toprağıyla özel bir ülkedir. Sahip olduğu özelliklerle refahı kolayca yakalaması beklenen bir toplumuz.
Oysa bugün dünyada yaşamanın en pahalı olduğu bir ülke durumuna geldik. İnsanının gıda, barınma, eğitim, sağlık başta olmak üzere en temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı bir dönem yaşıyoruz.
Bu konuya kısa bir süre öncesinde değinmiştik. Ülkenin adalet, bilim ve demokrasiden uzaklaşmasının bedelini ödediğini ve bir değişimine ihtiyacı olduğunun altını çizmiştik.
Vatandaş yerel seçimlerde adaletten, bilimden ve demokrasiden ayrılışın hesabını sordu.
Türkiye’nin geleceği parlaktır ancak kısa vadede içinde bulunduğumuz süreç sıkıntılıdır.
Bugün ülkenin problemlerini çözmesi için demokrasi, adalet ve bilime yüzümüzü hızla dönmeliyiz. Bu da mevcut dinamikle sağlanabilecek bir şey değildir.
Adalet, bilim ve demokrasiden uzaklaşarak yaratılan sosyal ve ekonomik sorunlar devasa boyutlardadır.
Yapılması gereken işler, atılması gereken adımlar için ihtiyaç duyulan irade ortada yoktur.
Çok sert tedbirlerin alınabilmesi için toplumla mutabakat yapacak yeni bir yönetime gereksinim vardır.
Kimse seçimi tercih etmemektedir, vatandaş seçim istememektedi, ancak adaletle, bilimle, demokrasiyle sorunun çözülmesi için erken seçim şarttır.
Vatandaş görevini yerine getirdi; “adalet, bilim ve demokrasi” dedi.
Yetmez ama evet…