Değerli Ekohaber Okuyucuları,
Uzun yaşamla ilgilenen epigenetik çalışmalarıyla tanınmış bilim insanı David Sinclair yaşlanmayı “zombileşmiş hücrelerin bedenimizde birikmesi” şeklinde tanımlıyor.
Bir hücre nasıl yaşlanarak zombileşir?
Yılların ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan çeşitli olumsuz durumlar ve hücrelerin adeta bunamaya başlaması sonucu hücre kendisinin hasarlandığını fark eder ve paniğe kapılır. Hızla büyüme ve çoğalmasını durdurur. Bu durumda vücuttaki bağışıklık sistemindeki hücrelerin onu ortadan kaldırması gerekir ama, bu hücreler de yaşlandığı için, bahsettiğim büyüme ve çoğalmasını durdurmuş ama ölmemiş adeta “zombileşmiş” hücreleri ortadan kaldırılamaz ve hücreler birikmeye başlarlar. Üstelik bu hücrelerin bazıları salgıladıkları bazı maddelerle komşu hücreleri de zombileştirmeye başlarlar. The Walking Dead filmini izleyenleriniz vardır. Zombileşmiş insanların dokundukları ya da tırmaladıkları da zombi oluyor. Film sanki kendi bedenimizdeki yaşlanmanın bir kurgusu gibi. Aynen filmdeki gibi, zombileşen hücreler vücudumuzda hücrelerimiz arasında bir bulaşıcı hastalık gibi yayılır. Buna bağlı olarak bedenimizde genel bir yangı (inflamasyon) başlar. Çeşitli hastalıklara yakalanma riskimiz de bu noktada artar. İnflamasyonla yaşarken ölüme duyarlılığımız artar.
Yaşlılık bir bakıma ölüme duyarlılığın artmasıdır.
Bu süreçleri yavaşlatmak, durdurmak veya geri döndürmek artık daha kolay görünüyor. Çünkü yaşlanan ve adeta zombileşen hücrelerin temizlenmesi ve birikmesinin önlenmesi ya da komşu hücreleri de zombileştirmelerinin engellenmesi için bazı bitkisel moleküller üzerinde çalışılmaktadır. Bunlar arasında KERSETİN, FİSETİN, RESVERATROL, ÜROLİTİN A, EPİGALLOKATEŞİN GALLAT, KURKUMİN, KARNOZİK ASİT yer almaktadır. Bunların hepsi diyetimizde yer alan sebze ve meyvelerde yer alan moleküllerdir. Kersetin soğanda, fisetin çilekte, resveratrol üzümde, ürolitin A narda, epigallokateşin gallat yeşil çayda, kurkumin zerdeçalde, karnozik asit biberiyede bulunur.
Son yıllarda giderek artan şekilde diyetimizde bol bitkisel ve lifli gıdaları bulundurmaktan bahsediyoruz. Yukarıda saydığım moleküllere bakıldığında hepsi tükettiğimiz sebze ve meyvelerde veya baharat olarak tükettiğimiz ürünlerde yer alıyor. Sadece zerdeçal ve biberiye değil, tarçın, karanfil, zencefil, kimyon, kekik, safran oldukça güçlü antioksidan ve inflamasyonu önleyici etkileriyle sağlığımızı güçlendirerek yaşlanmamızı geciktiren moleküller arasında rahatlıkla sayılabilir. O halde sağlıklı kalmak ve yaşlanma sürecini yavaşlatmak için diyetimizde bol sebze ve dengeli meyve bulunduralım. Baharatları da mutfaklarımızdan eksik etmeyelim.
Dengede ve Mutlu Kalın!