Geçen hafta irdelemeye başladığımız tütün konusunun; ülkemizin doğudan batıya, birçok ilinde hayati önem taşıdığını okuyuculardan aldığım katkılardan gördüm. Ayrıca, bir basın toplantısı düzenleyen Adıyaman Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı M. Salih Şahan; Kahta Ziraat Odası Başkanı R. Zorlu Turanlı ve Çelikhan Ziraat Odası Başkanı Abdurrahman Kaya’nın birlikte yaptığı açıklama şöyle:
“Yakın geçmişe kadar sarmalık kıyılmış tütün üretimi ve ticareti, ilimizde çok ciddi sıkıntılar içerisinde yapılmıştır. Zaman zaman üreticilerimiz cezalar almış, ürünlerine el konulmuş, bu nedenle birçok mağduriyetler yaşanmıştır. Yaşanılan bunca sıkıntılara rağmen üreticilerimiz tütün üretiminden vazgeçmemiş, ilimiz ekonomisine çok ciddi katkılar sağlamışlardır. Adıyaman için bir marka değer haline gelen sarmalık kıyılmış tütünümüzü kaybetmemek adına tüm yetkililer ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte büyük mücadeleler verilmiştir. Bunun sonucu tütünümüzü çok iyi bir konuma getirmiş olduk. 15 yıl öncesine kadar tütünün ticareti bir yana, taşınması bile yasaktı. Tütündeki vergi oranının %83’ten %40’lara düşürülmesi akabinde tütün yönetmeliğinin çıkarılması, sigarada kullanılan yerli tütün oranının %11’den kademeli olarak %30’lara çıkarılması, tütünün bitkisel ürün grubuna alınarak yatırımlarla desteklenmesi noktasına gelinmiştir.”
Bu ifadeler; çiftçimizin nasıl zorluklar içerisinde bulunduğunu bize göstermektedir. Sigara ile mücadeleye katılmak herkesin görevi olmalıdır. Ancak dünyada sigarayı yasaklamayan ülkeler de vardır. Örneğin Çin bunlardan biri.
Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın dayatması sonucu çıkarılan Tütün Yasası sonrasında üretim ve ihracat azaldı. Türkiye; ihraç ettiğinden çok daha fazlasını, 2020 verileri ile 2 katı kadar ithalat yapıyor. Bir zamanlar fındık ve üzümden sonra en önemli tarımsal ihraç ürünü olan tütünün, 2012 yılından itibaren ithalat karşısında üstünlüğünü yitirdiğini görüyoruz. Tütün Eksperleri Derneği’nin 2020 Tütün Raporu’na göre, Türkiye 2020 yılında 51.845 ton tütün ihracatına karşılık, 115.845 ton tütün ithalatı gerçekleştirildi. Değer olarak bakıldığında 279 milyon dolarlık ihracata karşılık 562 milyon dolarlık tütün ithalatı yapıldı.
Üretim ve ihracattaki düşüşte, TEKEL sigara fabrikalarının 2008 yılında özelleştirilmesi ve Tütün Fonu’nun kademeli olarak azaltılması önemli rol oynadı. Türkiye sigara pazarının tamamına yakınına sahip olan çok uluslu sigara şirketleri, sigara harmanlarında giderek artan miktar ve oranlarda ithal tütün çeşitlerini (özellikle Fon’un sıfırlandığı homojenize tütün, şişirilmiş tütün damarı ve şişirilmiş tütün) kullanmaya başladı. Bu zaman zarfında iç piyasadan satın aldıkları yerli tütün miktarı, bu kullanım oranlarına paralel olarak azaldı.
Yurtiçinde üretilen tütünlerin; iç piyasaya satış amaçlı üretilen sigaralarda kullanım oranındaki gelişmeler şöyle oldu: 2003 yılında %42, 2006 yılında %35 iken, bu oran 2008 yılında TEKEL’in sigara biriminin özelleştirilmesinden sonra tütün fonunun da sıfırlanması ile birlikte azalarak, 2020 yılı itibariyle %14’e düştü. Gelinen bu dramatik durumu değiştirmek ve yerli tütün kullanımını artırmak için geçtiğimiz Ekim ayında yasa ile önemli düzenlemeler yapıldı. Bu yasaya göre sigara üreticileri 2022 yılı için %17, 2023 yılı için %21 ve 2024 yılı için %25 yerli tütün kullanmak zorundalar. Halen iç piyasaya arz edilen tütün mamullerinde 13.400 ton olan yerli tütün kullanım miktarının bu düzenleme ile 2022 yılında 7 bin ton artışla 20 bin tona çıkması bekleniyor. Bu önemli düzenleme özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da üretilen “Güneşte Kurutulmuş Virjinya (SVC)” üretiminin artmasını ve var olan üretimin kayıt altına alınmasını sağlaması bekleniyor.
Konuya devam edeceğim. Görüşmek üzere, hoşçakalın…