Son yıllarda “Kuşak” kavramı çokça kullanılır olmuş, yıllara yayılı tanımlamalarla gruplar oluşturulmuştur. Önce bu kuşak terimi için nasıl tanımlamalar var, ne ifade edilmek isteniyor ona bir bakalım.
Kuşak kavramının sözlük anlamı Türk Dil Kurumu’na göre, “Yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını -dolayıyla birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri- paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişilerin topluluğudur.”
Sosyolojik tanımlamalar incelendiğinde ise; kuşaklar, belli tarihlerde doğmuş, sosyalleşme sürecinde ortak sosyal, politik, ekonomik vb. olaylardan etkilenmiş, koşullar gereği benzer sorumluluklar yüklenmiş oldukları için ortak değer, inanç, beklenti ve davranışlara sahip gruplar olarak açıklanabilir.
Kuşakları sadece doğdukları zaman dilimleri baz alınarak sınırlandırmak yeterli olmaz. Aynı zamanda kuşakları oluşturan topluluğun düşünceleri, hissettikleri ve deneyimlerinin tanımlanması da onları sınıflandırmak için kullanılmalıdır.
Önemli olaylar, toplumsal eğilimler ve örgüt kültürleri ile şekillenen çalışma tarzları; kuşak farklılıklarından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte her kuşak o işin doğru ve yanlışlarının ne olduğunu kendi bakış açısı ile geliştirir, ona göre doğru ve yanlışlarını oluşturur. Her kuşağın karakteristik özellikleri, değer yargıları ve tutumları, güçlü ve zayıf yönleri vardır.
Bu kuşakları doğduğu yıllara göre tanımlarsak:
1- Baby Boomers / Patlama Kuşağı; 1946-1964 arasında doğanlar.
2- X Kuşağı; 1965-1979 arasında doğanlar.
3- Y Kuşağı; 1980-1999 arasında doğanlar.
4- Z Kuşağı; 2000-2021 arasında doğanlar olarak sıralayabiliriz.
Konunun uzmanları bu gruplandırmada yaklaşık olarak hemfikirdiler.
1927-1945 yılları arasında doğan Sessiz Kuşağa ait kişilerin yüzde 90’dan fazlası emekli olmuştur. Çok kısa zamanda bu kuşaktan gerek endüstri gerekse diğer alanlarda çalışanlar kalmayacaktır. Bu kuşağın kültürel unsurları içinde geniş aileler, yerel sosyal gruplar ve yoğun komşuluk ilişkileri yer almaktadır. Toplumun temel değerleri ise; otoriteye saygı, sadakat, çok çalışma ve toplumsal değerlere adanmışlıktır. Yaşam felsefeleri çalışmak için yaşamaktır.
Başka bir çalışmak için yaşamak felsefesine sahip kuşak ise 1946-1964 yılları arasında doğan Patlama Kuşağıdır. İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonraki “nüfus patlaması” yıllarında doğan yaklaşık 1 milyar bebekten ötürü “Baby Boomers” kuşağı olarak da isimlendirilmiştir.
Dünyanın insan hakları hareketinin, radyonun altın çağının, Türkiye’nin ise ihtilal ve çok partili dönem sancılarının yaşandığı yıllarda doğan kişilerin oluşturduğu kuşak olarak tanımlanabilir.
Bu yıllar; büyümenin, refahının, mal ve hizmetlere özlem duygusunun ağır bastığı yıllardır. Bu nesil; “kuralcı” olarak tanımlanabilir. Sadakat duyguları yüksek, kanaatkâr ve aynı zamanda bir yerde uzun süre çalışabilen bir yapıya sahiptirler. Teknolojinin bazılarına yakın, bazılarına ise uzak olduğu söylenebilir. Bu kuşak; çalışkan, idealist, kararlarında uyumlu bir yapıya sahiptir. Ayrıca bu jenerasyona atfedilen; yetki duygusu, işkolik ve bencillik gibi bazı olumsuz özelliklere sahip olabileceği belirtilmektedir. Kendi kendilerini motive edebilen bir yapıya sahip oldukları söylenebilir. Takım çalışmalarına ve takım toplantılarına önem verirler. Fonksiyonu ve faydasının neler olduğunu sorarak satın alırlar.
“Sen önemlisin ve sana ihtiyacım var” sözünü duymak en önemli motivasyon unsurudur. TBMM’nin çoğunluğu bu kuşaktan olmasına karşılık şu an Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 20’lik bir bölümünü oluşturmaktadırlar.
X Kuşağı’nın Türkiye açısından ara kuşak anlamına gelen geçiş dönemi çocukları olarak da adlandırılmasının nedeni, söz konusu yıllarda dünyanın önemli değişim ve dönüşümleri yaşamaya başlamasıdır. Bu dönemde, yaşam şartlarında görülen olumlu gelişmeler bireylerin davranışları üzerinde de etki yaratmış, kişilerin parasal konular dışında sosyal yaşamla ilgili unsurlara önem vermelerini de beraberinde getirmiştir.
Konuya devam edeceğim.