Marka hakkından vazgeçme, marka sahibinin, markanın kapsamındaki mal veya hizmetlerin tamamından ya da bir kısmından vazgeçmesidir (SMK[1] m.28/3). Böylece, marka hakkından vazgeçmenin içeriği olan maddi hukuk işlemi ile marka hakkı sona erer (haktan vazgeçme). Bu anlamda, marka hakkından vazgeçme, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.

Uygulamada, marka hakkından vazgeçme yerine “marka hakkından feragat” terimi de kullanılmaktadır.

Hiç kimse kendi yararına olan bir marka hakkını devam ettirmeye zorlanamaz.

Marka hakkından vazgeçme şekle tabidir. SMK’da öngörülen bu şekil, geçerlik şartıdır. Yani, SMK’nın öngördüğü yazılı şekil şartına rağmen, buna uyulmamış olması halinde, yapılan vazgeçme geçerli olmaz.

Marka hakkından vazgeçme, marka sahibinin Türk Patent  ve Marka  Kurumuna yönelik tek taraflı bir irade beyanı ile gerçekleşir. Vazgeçmenin geçerliliği için, marka sahibinin beyanının bu Kurum’a yazılı olarak bildirilmesi gerekir.

Markanın koruma süresi sona erinceye kadar, marka hakkından vazgeçilebilir. Marka vekilinin, marka sahibi adına marka hakkından vazgeçebilmesi için, vekaletnamesinde açık bir vazgeçme yetkisinin yer alması gerekir.

Vazgeçmenin geçerli olması için, ayrıca Kurum tarafından da kabul edilmesine gerek yoktur. Ancak, Kurum tarafından, marka sahibinin vazgeçme bildiriminin gerçekten vazgeçme olup olmadığı ve usulüne uygunluğu incelenir. Kurum, marka sahibinin beyanının usulüne uygun bir vazgeçme olduğunu ve yazılı şekilde yapıldığını belirlerse, vazgeçme ilgili sicile kayıt edilir.

Marka hakkından vazgeçme ile marka hakkı esastan sona erdiğinden, şarta bağlı vazgeçme geçersiz sayılır. Bir başka anlatımla, şarta bağlı vazgeçme ile marka hakkı sona ermez, geçerliliği devam eder.

Kural olarak, marka hakkından vazgeçilebilir. Ancak, aşağıda belirtilen bazı istisnai hallerde, marka sahibinin tek taraflı irade beyanı ile markadan doğan haklardan vazgeçilemez (SMK m.28/4):                                                                                             a) Sicile kaydedilmiş hak ve lisans sahiplerinin izni olmadıkça.                                         b) Marka üzerinde, üçüncü kişi tarafından hak sahipliği iddia edilmiş ve bu hususta alınan tedbir kararı sicile kaydedilmişse, bu kişinin izni olmadıkça.

Bu anlamda, marka hakkını yazılı bir sözleşmeyle devralan kişi, bu devir işlemi ile ilgili bir tedbir kararı alıp sicile işlenmedikçe, marka hakkından vazgeçme için, devralanın izni aranmayacaktır.[2]

Markanın hükümsüzlüğü davasının açılmış olması da hükümsüzlük kararı kesinleşmedikçe vazgeçmeye engel teşkil etmez.[3]                               

Çalışmalarınızda başarı, ailenizle birlikte esenlik ve mutluluklar diler, en içten saygılarımızı sunarız.


[1] SMK : 10/01/2017 Tarih ve 29944 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu

[2] Ergün, M.: Fikri Mülkiyet Hukukunun Yan Sanayide Uygulanması, Bursa 2022, s.250

[3] Arkan, S.:Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5.3. Maddesiyle İlgili Bazı Düşünceler, BATİDER 2017, C.XXIII, S.3, s.174 (Ergün, age.,s.250 Naklen)