Hep düşünüyorum ve gerçekten de etkileniyorum. Dünyada gelişen ve değişen ekonomik, sosyal ve doğal olan bütün olayların etkilediği tek unsur insanlık değil mi?

Ekonomistler bu değişim ve gelişime paradigma diyorlar galiba.

Sovyet Rusya’sının dağılması ile başlayan ihracat fırsatlarının dünyaya yaşatmış olduğu olumlu gelişmelerden nasıl ki sokaktaki vatandaş bile dolaylı yoldan, ekonomik olarak etkilendi ise bugün de değişen dünyada her hareketten tepedeki devletten, iş yapan şirketten ve sokakta yürüyen vatandaşa kadar herkes etkileniyor.

Günümüzde ise Ortadoğu’daki gerginlikler, Süveyş Kanalı’nı geçmek yerine Afrika’nın en güneyinden dolaşarak mal gelmesi, bu sebeple nakliye ve fiyatların artması sokakta hiç suçu olmayan vatandaşı bile etkiliyor.

Aynı zamanda Rusya ile Ukrayna arasında iki yılı geçen savaş ülkeleri daha da radikal tedbirler almaya yöneltiyor.

Bu ve buna benzer olaylar ülkelerin asıl hedefledikleri ticari üstünlüklerini koruyabilme politikalarında yavaş da olsa bir değişime sebebiyet veriyor.

Etkisi çok yavaş olsa da özellikle Dolar’ın gücünün zayıflatılabilmesi için Rusya’nın doğalgazı ruble ile Çin’in ihracatını Yuan ile yapmasının, buna karşılık ABD’nin Çin mallarına uyguladığı kotalar, vergiler, yine ABD’nin elektrikli araçlara getirmiş olduğu yüzde yüzlük vergiler ve sırada AB’nin de elektrikli araçlara vergi getirme çalışmaları, Çin’in bütün bu gelişmelere karşı bazı sektörlerinde üreticisine destek verip rekabeti güçlendirmesi de sayılabilir örnekler arasında. Bütün bu olaylar dünyadaki paradigmanın değişiminin habercisi ve insan hayatına yönelik şeyler değil mi?

Herkesin dolaylı yönden etkilenmiş olduğu bu değişimlerden ülkemiz insanları da doğal olarak olumlu, olumsuz bir şekilde etkilendiler ve etkileniyorlar.

Şöyle ki son on yıla tepeden bir baktığımızda ne hızlı bir değişim olmuş aslında.

İklim değişiklikleri ve küresel ısınma , salgın hastalıklar, şiddetli savaşlar, depremler, yangınlar, sel felaketleri, Ortadoğu’daki savaşla gelen değişimler, Afrika ve Asya’dan kuzeye ve batıya göçler, açlık, yoksulluk bütün bu olayların altında ezilen insanlık değil mi?

Yazımın başında da bahsetmiştim, yarım asırlık iş dünyasının içinde en net öğrendiğim şey değişimin ilk etkilediği ile son etkilediği insanlık.

İlacı ise yazması çok basit fakat uygulaması insanlık var olduğundan beri mümkün olmayan, barış değil mi?

Bayramınızı kutluyor sonsuz saygılarımı sunuyorum.