2022 yılı Ocak-Haziran döneminde çimento üretiminde geçen yıla oranla %10,3’lük bir düşüş yaşanmıştır. Yine bu yılın ilk yarısında üretilen çimentonun yaklaşık %27,7’si ihraç edilmiştir. Bu dönemde önceki yıllara göre iç satışlarda %14,5 azalma olmuş, ihracatta ise %6,5 oranında artış gerçekleşmiştir. Sektör, yaklaşık %6 büyüme yaşadığı 2021 yılından sonra 2022 yılına iç piyasada düşüş ve ihracatta artış ile başlamıştır.
İnşaat sezonu olan yaz mevsiminin başlamasıyla iç satışlarda artış yaşanmaya başlamıştır. Bunlara ilişkin rakamsal değerleri önümüzdeki dönemde sizlerle paylaşacağım.
Son 10 yıllık duruma baktığımızda; üretimde aynı değerlerdeyiz. Farklı olan ise; iç satış azalmış, ihracat ise yaklaşık %70 artmıştır. İhracat artışında dövizdeki değişimler önemli bir etken olmuştur.
Son 5 yıllık gelişmelere baktığımızda 2017’de başlayan yükseliş, 2018-2020 arası önemli bir düşüşe dönüşüyor. 2021’de tekrar yükselme yaşanıyor. Bu yıl ise; ilk 6 aylık çimento üretim ve iç satışında tekrar bir düşüş yaşandı. Dalgalı bir seyir yaşandığını görüyoruz. Gelecek günler de net olarak görülemiyor. Hükümetin son TOKİ programı bir talep artışı yaratacaktır. Ancak TOKİ inşaatlarının ilerleme hızı düşük oluyor. Bu nedenle bu yıl pek etkisi olmaz diye düşünüyorum.
Sektörde yeni fabrikalar son 5 yılda devreye girmiş, bazıları kapasite arttırmıştır. Önümüzdeki dönemde bu yatırımların kısmen devam edeceği görülmektedir. Çimentonun fert başına kullanımı; ülkemizin altyapı ve konut durumu göz önüne alındığında düşüktür. Bunun en az 1000 kg/kişi olması gerekir. Bu da 85 milyon ton iç satış demektir. Son 12 aylık kümülatif değer ise yaklaşık 55 milyon tondur. Aslında betonlaşma söylemi bu açıdan pek de gerçekçi görünmüyor.
Kurulu kapasitelerin yüksek oluşu âtıl kapasite doğuruyor. Bu nedenle yatırımcılar daha dikkatli olmalıdır. Banka kredilerinin yüksek faiz oranları ile kullanılabilmesi, dövizdeki yükselişler; dikkat edilmesi gereken bir olgudur. Bazı fabrikaların el değiştirdiğini görüyoruz. Bu nereye kadar gider hep birlikte göreceğiz.
Burada önemli bir husus öne çıkıyor. O da enerjidir. Gerek yakıt ve gerekse elektrik fiyatları; döviz, enflasyon, dünyadaki gelişmeler nedeniyle olabilecek en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Önümüzdeki dönemde dünyada ekonomik bir düzelme beklenmektedir. Bunun, çimento sektörüne girdiler yönünden olumlu etki yapmasını temenni ediyorum.
İhracat, döviz yönünden olumlu etkilendi. Pazarlarda daha rekabetçi olabiliyoruz. ABD başta olmak üzere tüm dünya pazarında varız. TÜİK verilerine göre ihracat yaptığımız ilk 10 ülkeye ilk 6 ayda 14.868.000 ton çimento ihraç ettik ve karşılığında 796.661.000 dolar gelir elde ettik. İhracatımızın %3,6 azalmasına rağmen, döviz gelirimizin %29,5 artmasına dikkat çekmek istiyorum.
Çimento ihraç fiyatı TÜİK verilerine göre son 10 yılda dalgalı bir seyir izlemiştir. 2011 yılı ortalarında 70 $/ton olan ihracat fiyatı 2020 yılı sonunda 42,4 $/ton’a kadar düşmüştür. Ortalama fiyat 2021 yılında artmaya başlamış ve 2022 Haziran ayında ortalama fiyatlar önemli bir artışla 64 $/ton seviyesine çıkmıştır. Ülkemizin dünya ölçeğinde önemli bir üretici olduğu Beyaz Çimento da bu fiyata dahildir. Döviz ihtiyacımızın had safhada olduğu ve yüksek faizlerle yurt dışından borçlandığımız bugünlerde, ihracat önemli bir unsur olmaktadır. Sektör için kapasite yeterlidir. Artık yapılması gereken, modernizasyon yatırımları ile daha düşük maliyetle üretim yapabilmektedir.
Konuya devam edeceğim.