Bursa’nın yeni bir kalkınma planı yapmasını önerdiğimizi hatırlayacaksınız. Uzun yıllardır Bursa’nın tarım, sanayi veya turizm kenti olduğu noktasında tartışmalara şahit olduk. Ankara’da bürokratların Bursa’nın her şey olmaya çalıştığı ancak bu iddiaların hiçbirinde hedefe ulaşamadığını ifade ettiğini biliyoruz. Bize göre bir şehir hem sanayi, hem tarım, hem de turizm şehri olabilir.
Bursa bir şekilde farklı alanlarda kendini geliştirerek bugünlere geldi. Suyu, toprağı, tarihi, coğrafi özellikleri, stratejik konumu ve girişimci insanları sayesinde ülke ekonomimizin lokomotif şehri olduğu bilinen bir gerçektir.
Yaşanan küresel gelişmeler artık ekonomilerde alışılmış gelişmelerin sürdürülebilirliğini zorlaştırmıştır.
Artık toplumların, şehirlerin gelişimi için farklı yolların uygulanması gerekmektedir.
Sanayileşmenin ilk adımı tekstildir. Bursa tekstil alanında ülkemizde lider konumdadır. Sanayileşmenin bir sonraki adımları makine-otomotiv sektörlerin içine alan faaliyetlerdir. Bursa bu alanda da ülkemizde öncülük etmiştir.
Sözü edilen faaliyetler sanayileşmenin beraberinde başka sektörlerin ortaya çıkmasını getirir. Konvansiyonel işlerin katma değeri azalırken, yeni alanlar cazibe merkezi olmaya başlar.
Sanayileşmede olgunlaşma neticesinde artık nüfusun refah seviyesinin devam ettirecek yeni iş anları için atılım yapmak gerekir.
Gelişmiş ülkelerde konvansiyonel sanayiyi ikame edemeyen kentlerin gerilemeye başladığını biliyoruz.
Bu nedenle Bursa mevcut sanayileşme düzeyinin verdiği rahatlığı bir kenara koyup insanını gelecekte refah içerisinde yaşamasını sağlayacak yeni sektörlere yoğunlaşmalıdır. Bunun da ilk koşulu, bu dönüşümün ihtiyaç duyacağı insan kaynağının oluşturulmasıdır.
Bursa, orta ve uzun vade için sanayide gerçekleştirmek durumunda olduğu dönüşüm için vakit geçirmeden adım atmalıdır.