Kıymetli okurlar, birçok kişi ve kuruluş birikimlerini ve tasarruflarını değerlendirmek amacıyla döviz altın ve çeşitli emtiaların yanı sıra borsada dolaşımda bulunan hisse senetlerini de kullanmaktadır. Sarrafların, kimi tüc­carların, özellikle değerli kâğıt, pay belgiti ve tahvil, döviz ve her türlü mal alışverişiyle uğraşanların, alım satım ama­cıyla devlet denetimi altında iş yaptıkları yer olarak tanım­lanan borsa özellikle akıllı telefonların yaygınlaşması ile telefon aplikasyonları vasıtasıyla daha kolay ulaşılabilir bir yatırım ortamı haline gelmiştir.

Buna ilişkin olarak Borsa İstanbul (BİST) üzerinden yapı­lan işlemlerin vergi kanunları karşısındaki durumu iş bu köşe yazısının konusunu oluşturmaktadır.

Vergilendirme konusuna gerçek kişiler açısından baka­cak olursak, gerçek kişilerin BİST’te yaptıkları hisse senedi işlemlerinden oluşan kâr veya zarar, işleme aracılık eden banka veya aracı kurum tara­fından hesaplanmakta ve belli dönemler iti­bariyle stopaj yoluyla vergilendirilmektedir. İşte bu sebeple BİST’te yapılan işlemlerin ta­mamı üzerinden elde edilen gelirler yıllık be­yanname ile beyan edilmemektedir.

İşin temettü kıs­mında ise farklı du­rumlarda beyanname verilebilmesi gerek­mektedir. Şirket hissedarlarına ortaklık payları oranında kar payı dağıtılması sonucu ortaya çıkan temettü gelirleri, %10 stopaj kesintisine tabi bulunmaktadır. Brüt temettü tutarından 10% stopaj vergisi düşülerek net temettü geli­rin hesaplanmaktadır. Yatırım ortaklıklarının hisse (pay) senedi temettü gelirlerinde ise stopaj oranı 0%’dır. Elde edilen brüt temettü gelirinin (stopaj vergi­sinden önceki tutar) yarısı vergiden istisna olmakla birlikte is­tisna sonrası kalan tu­tarın 2022 yılı için 70.000 TL’yi aşması durumunda menkul sermaye iradı olarak yıllık gelir vergisi be­yannamesi verilmesi gerekmektedir. Ay­rıca ilgili beyanna­mede yapılan stopaj kesintilerinin de mut­laka beyanname üzerinde indirilmesi gerekmektedir.

Şirketler bünyesinde yapılan BİST işlemlerine ilişkin ola­rak da Vergi Usul Kanunu 279’uncu madde hükmü “Hisse senetleri ile fon portföyünün en az yüzde 51’i Türkiye’de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri alış bedeliyle, bunlar dı­şında kalan her türlü menkul kıymet borsa rayici ile de­ğerlenir. Borsa rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedel, menkul kıymetin alış bedeline vadesinde elde edilecek gelirin (kur farkları dahil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye isabet eden kısmının eklen­mesi suretiyle hesaplanır. Ancak, borsa rayici bulunma­yan, getirisi ihraç edenin kâr ve zararına bağlı olarak doğan ve değerleme günü itibariyle hesaplanması müm­kün olmayan menkul kıymetler, alış bedeli ile değerle­nir” hükmü yer almaktadır.