AB üye ülkelerine yüksek kapasiteli ihracat yapan üreticiler, tedarik anlaşmalarının ekinde çeşitli tedarik ve davranış kurallarının yer aldığını görürler. Bunlar genelde insan hakları, işçi hakları, çocuk işçi çalıştırmama, fazla mesaileri kuralına göre yönetme, çevre kurallarına saygılı davranma gibi yükümlülükler getirir.
İnsancıl olmayan koşullarda personel çalıştıran veya çevreye saygı prensiplerine aykırı davranan tedarikçiler ile iş yapılmasını engellemek amacıyla Avrupa Komisyonu, şirketlerin tedarik zincirlerini düzenlemeleri hakkında yeni bir Direktif teklifi verdi. (Not: AB’de Direktifler doğrudan uygulanmazlar. Üye devletler, bu Direktif uyarınca kendi iç hukuklarında mevzuat çıkarırlar.) Metnin ilk cümlesi, Direktifin amacını açıklar nitelikte: “Avrupa Birliği, AB Temel Hakları Bildirgesi’nde teminat altına alındığı gibi, insan onuruna saygı, özgürlük, demokrasi, eşitlik, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı üzerine kurulmuştur”.
Direktifin hedefi olan şirketlerin; kendi operasyonlarının, tedarikçilerinin operasyonlarının, doğrudan ya da dolaylı iş ortaklarının operasyonlarının Direktif’e uygun olmasını kontrol etme ve periyodik olarak denetleme, bu konuda özen gösterme yükümlülükleri bulunuyor. Direktif oldukça detaylı olsa da genel olarak konusunu temel insan/çalışan hakları ve özgürlükler, insanların sağlık ve güvenlik hakları, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir ticari operasyonlar oluşturuyor.
Direktif ilgili yükümlülükleri AB içinde bulunan veya AB üye devlette bulunmayıp da AB’ye ürün tedarik eden şirketlere getiriyor. Ancak bir ciro sınırı var. AB üyesi ülkenin senelik çalışan sayısının 500 üzerinde olması ve son senedeki global cirosunun 150 Milyon Euro’yu aşması gerekiyor. Bu şirketlerin özen yükümlülüğü, Direktifin devreye girmesiyle başlıyor. Senelik çalışan sayısı 250’nin üzerinde olup global cirosu 40 Milyon Euro’yu aşan şirketler ise, yürürlükten itibaren 2 sene içinde Direktife uyum sağlamak zorundalar. AB üyesi olmayan şirketler (örneğin Türk bir şirket) de aynı çalışan ve ciro sınırına tabi, ancak bu cironun AB şirketleri ile yapılmış olması gerekiyor. O zaman, örneğin Türk bir şirketin de özen yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekiyor.
Direktif henüz yasama aşamasında olsa da, bazı üye ülkeler (Almanya, Fransa) şimdiden harekete geçti. Almanya resmi gazetesinde geçtiğimiz sene yayınlanan Alman Tedarik Zinciri Özen Yükümlülüğü Kanunu, 1 Ocak 2023’te yürürlüğe giriyor. Halihazırda 3000, 2024’ten itibaren ise 1000 çalışanı olan Alman şirketler kapsam dahilinde. Bu şirketler, nereden ürün tedarik ederlerse etsinler tedarik zincirindeki şirketlerin, ilgili Alman kanununa uygun çalıştığını kontrol ve denetleme yükümlülüğü altındalar.
Çocuk işçi ve zorla işçi çalıştırma, işkence, çalışan haklarına çeşitli aykırılıklar, sendikalaşma hakkına engel olma, ayrımcılık, çalışan ödemelerinde yapılan hukuka aykırılıklar gibi konular, ayrıca çevre ve iklim kurallarına aykırı üretim gibi çevresel uyum konuları; Alman kanununun temelini oluşturuyor.
Türk şirketler özellikle başta Almanya’da sonra AB genelinde büyük şirketlere ürün tedarik ederken, muhtemelen bu gibi denetim ve kurallar ile karşılaşacaklar. Direktifin getirdiği önlemlere uygun davranan tedarikçiler, mevzuata uymakla yükümlü olan Alman ve AB şirketlerinin radarına daha hızlı girecekler, ve rekabette öne çıkma fırsatı yakalayacaklar.