Ülkemizde yaşanan deprem felaketinden sonra konut ve çatılı işyeri satış ve kira ücretlerinde önemli artışlar yaşanmaktadır. Bunun sonucunda ortaya çıkan sorunlardan biri de halen kiracı olanların kira ücretlerinin, yeni kiralanan konut ve çatılı işyeri kira ücretlerinin çok altında kalması nedeniyle, ya güncel rayiç üzerinden kira ücreti ödenmesi ya da bu ücreti ödemeyen kiracıların tahliye edilmelerinin istenilmesidir. Tahliye sebeplerinden biri de tahliye taahhüdüne dayalıdır. Konut ve çatılı işyerleri kiralarında, kiracı, belirli süreli kira sözleşmesinin süresinin sona ermesinden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadıkça, kira sözleşmesi aynı koşullarla bir yıl uzamış kabul edilir (TBK m.347). Bu durumda kira sözleşmesi yürürlüğünü sürdürür. Bu uzatma dönemlerinin azami toplam süresi on yıldır. Bundan sonra kiraya verenin kiracıyı taşınmazdan çıkarma (tahliye) hakkı doğar. Konut ve çatılı işyeri kiralarında sözleşmenin sona erme sebepleri üç başlık altında toplanabilir. Bunlar, bildirim yoluyla (TBK m.347 vd.), dava yoluyla (TBK m.350 vd.) ve ilamsız icra takibi ile tahliye (İİK m.260, 269, 288) olarak üç ayrı başlık altında incelenebilir.
Üstte belirtilen sebepler arasında, doktrinde “yazılı tahliye taahhüdü” olarak adlandırılan, kiracıya karşı tahliye sebebi de bulunmaktadır.
Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, hiçbir koşula bağlı olmadan, kiralananı belli bir tarihte tahliye edeceğine ilişkin yazılı bir taahhütte bulunabilir. Bu durumda kiraya veren, kira süresinin sonundan itibaren bir ay içinde veya yazılı taahhüdünde bildirilen tarihte icraya başvurmak suretiyle kiracının kiralananı tahliye etmesini isteyebilir (TBK m.352/I). Kiracı tahliye emrine yedi gün içinde itiraz ederse, tahliye takibi durur. Kiraya veren, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Kiraya veren, icra mahkemesinde, noterlikçe düzenlenmiş veya onaylanmış ya da tarih ve imzası kiracı tarafından ikrar edilmiş bir kira sözleşmesi ile kira sözleşmesini ispatla yükümlüdür. Kiraya veren ikinci olarak, noterlikçe düzenlenmiş veya onaylanmış ya da tarih ve imzası kiracı tarafından ikrar olunan bir yazılı tahliye taahhüt belgesini göstermek zorundadır. Aksi durumda, kiracının tahliye emrine süresinde itirazı üzerine, tahliye taahhüdü nedeni ile yapılan takibe itirazın kaldırılması istemi icra mahkemesince reddedilir. Ancak kiraya veren tarafından, kira sözleşmesinin yenilendiği veya uzatıldığı aynı nitelikte bir yazılı belge ile kanıtlanmış olursa, icra mahkemesi itirazın kaldırılması yolunda karar verir (İİK m.275). Aynı yönde görüşü içeren Yargıtay içtihat metni şöyledir; “Dava, tahliye taahhüdü nedeni ile yapılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı vekili, 07.01.2014 tanzim ve 01.10.2015 tahliye tarihli tahliye taahhü- düne dayanarak, davalı hakkında 07.10.2015 tarihinde icra takibi başlatmıştır. Davalı, gerek icra takibine karşı süresinde yaptığı itirazında gerekse mahkemedeki savunmalarında, taahhütnamedeki imzaya karşı çıkmamış, sözleşmenin yenilendiğini, taahhüdün baskı altında verildiğini ileri sürmüştür. Davacı yazılı sözleşme ve tahliye taahhüdüne dayandığına göre davalının sözleşmenin yenilendiğini ya da uzatıldığını aynı kuvveti haiz yazılı bir belge ile kanıtlaması gerekir. Davalı, takibe dayanak yapılan 07.01.2014 tarihli adi yazılı tahliye taahhüdünden sonra, davacı ile aralarında 07.09.2014 tarihli kira sözleşmesi akdedilerek kira sözleşmesinin yenilendiğini ileri sürmüş ve taraflarca akdedildiği anlaşılan 07.09.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesini dosyaya sunmuştur. Bu durumda tahliye taahhüdünden sonra, davacı tarafça itiraz edilmeyen 07.09.2014 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile kira sözleşmesinin yenilendiği ve tahliye taahhüdünün hükümsüz kaldığı değerlendirilerek Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi doğru değildir.”1 Ailenizle birlikte esenlik ve mutluluklar diler, en içten saygılarımızı sunarız.