Kıymetli okurlar, hepinizin malumu üzerine Covid – 19 salgını ile birlikte başta amatör sporcular olmak üzere; tüm spor dalları başta tribün gelirleri olmak üzere birçok gelirinden mahrum kalmış ve ekonomik olarak çok zor bir duruma girmişlerdir. Bununla birlikte sportif birçok organizasyon ertelenmiş, ürün satışları düşmüş ve spor ekonomisi ciddi bir daralma yaşamıştır. 
Bu gelişmelere paralel olarak sponsorluk gelirleri özellikle amatör sporcular ve spor dalları başta olmak üzere tüm branşlardaki sporlar için daha önemli hale gelmiştir. Gerek gerçek gerekse kurumlar vergisi mükellefleri tüzel kişiliklerin sponsorluk harcamalarının vergi kanunları karşısındaki durumu, beyannamede indirim konusu yapılıp yapılamayacağı ve gider yazılma durumu iş bu köşe yazısının konusunu oluşturmaktadır. 
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ikinci fıkrasında ise, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Kurumlar Vergisi Kanununun 10. maddesinin birinci fıkrasının b) bendinde 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 17/6/1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının sözü edilen kanunlar uyarınca tespit edilen amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için % 50’sinin kurumlar vergisi matrahının tespitinde; kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirileceği hüküm altına alınmıştır.
Burada dikkat edilmesi gereken husus sportif faaliyetlerin hangi ölçek kıstas alınarak amatör mü yoksa profesyonel mi olduğu ayrımının yapılacağı hususudur. Gelir İdaresi Başkanlığı 05.12. 2006 tarih ve 1351 sayılı yazıda “Genel Müdürlüğümüze bağlı bütün branşlar amatördür. Bu hükümler çerçevesinde; Genel Müdürlüğümüzce sevk ve idare edilen tüm spor branşları amatör, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığınca sevk ve idare edilen futbol faaliyetlerinden Türkiye Süper Ligi, ikinci Ligi ve Üçüncü Ligleri profesyonel, daha alt düzeyde yapılan diğer futbol faaliyetlerinin ise amatör olarak kabul edilmesi gerektiği mütalaa edilmektedir.” metnine yer vermiştir.  
Ayrıca çeşitli durumlarda sponsorluk harcamaları ile reklam harcamaları birbirine karıştırılabilmektedir. 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde sponsor olan kurumun adının anılması koşuluyla,
-  Resmi spor organizasyonları için yapılan saha, salon veya tesis kira bedelleri,
-  Sporcuların iaşe, seyahat ve ikamet giderleri,
-  Spor malzemesi bedeli,
-  Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün uygun göreceği spor tesisleri için yapılan ayni ve nakdi harcamalar,
-  Sporcuların transfer edilmesini sağlayacak bonservis bedelleri,
-  Spor müsabakaları sonucuna göre sporculara veya spor adamlarına prim mahiyetinde ayni ve nakdi ödemeler
gibi harcamalar sponsorluk harcaması olarak tanımlanmıştır. 
Yine aynı tebliğ hükmünde spor sahalarına, sporcuların veya diğer ilgililerin spor giysilerinin ya da spor araç ve gereçlerinin üzerine yazılı veya elektronik sinyaller yardımıyla sanal olarak kurumun tanıtımının yapılmasını sağlayacak amblem, marka, isim ve benzeri işaretler konulması gibi doğrudan ticari fayda sağlayan ve kurumun tanıtımını amaçlayan harcamalar ise reklam harcaması olarak değerlendirileceği bildirilmiştir. 
Artık sporun globalleştiği ve dünyanın en büyük endüstrilerinden biri olduğu günümüz dünyasında, sermayedar organizasyonların sporcu yetiştirmesi ve sporcu ihracına bağlı gerek ülkemizin kalkınması gerekse döviz kazandırıcı faaliyet haline getirilmesi amacıyla mali mevzuatın daha etkin ve verimli kullanılacak teşvik hükümleri ile sportif faaliyetlerin desteklenmesini teşvik etmesi büyük önem taşımaktadır.