Değerli okurlar,
Sevgili mesai arkadaşım Sayın Mehmet Tözün Bingöl geçtiğimiz hafta benimle aşağıdaki hikâyeyi paylaştı, ben de sizlerle paylaşmak istedim.
Bir zamanlar; bir oğlu ve bir eşeği olan fakir bir karı-koca varmış. İmkânlarını daha iyiye götürmek ve dünyayı tanımak için şehir şehir dolaşmaya karar vermişler ve küçük oğullarını eşeklerinin sırtına bindirip yola koyulmuşlar.
İlk geldikleri köyde insanların arkalarından; “Şu terbiyesiz çocuğa da bakın! Kendisi eşeğin sırtında rahatça yolculuk ederken, zavallı anne ve babası kan ter içinde yürüyorlar!” dediklerini duymuşlar. Baba eşine dönmüş ve ‘Biricik oğlumuzun terbiyesizlikle suçlanmasına izin veremeyiz. En yaşlı ben olduğuma göre eşeğe ben bineyim, siz ana-oğul yürüyün” demiş. Ve böylece giderken başka bir köye gelmişler.
İkinci köyde ilerlerken insanların: “Şu ahlaksız adama da bakın, kendisi eşeğin sırtında seyahat ederken zavallı oğlu ve karısı yürümek zorunda kalmış!” dediklerini duymuşlar. Ahlaksız biri olmayı kendine yakıştırmak istemeyen baba, karısını eşeğin sırtına bindirmiş ve baba-oğul yanlarında yürürken üçüncü köye gelmişler!
Üçüncü köyde insanların arkalarından “Zavallı yaşlı adam, hem bütün gün eşek gibi çalışıyor, kendisini prenses sanan karısı da hem kocasının, hem de ufacık oğlunun yanında yürümesine aldırmıyor. Herhalde çocuk da üvey evlattır” dediklerini duymuşlar. Bunun üzerine tüm aile eşeğin üstüne binmişler ve dördüncü köye ulaşmışlar.
Dördüncü köyde insanların: “Şu canavar insanlara da bakın! Zavallı eşeğin belini kıracaklar” dediklerini duymuşlar. Eşekten inip üçü de hayvanın yanında yürüyerek beşinci köye varmışlar.
Bu kez duyduklarına inanamamışlar: Köylüler gülerek ‘Şu üç salağa bakın, kendilerini taşıyacak bir eşekleri olduğu halde yürüyerek yolculuk yapıyorlar”.
SONUÇ: GENELLİKLE FESAT VE YETERSİZ İNSANLAR, ELEŞTİRMEK İÇİN HER ZAMAN BİR EKSİĞİNİ BULACAKLARDIR VE KİMSE SENİ OLDUĞUN GİBİ KABUL ETMEYECEKTİR. ONUN İÇİN DOĞRU BİLDİĞİNİ YAPMAKTAN ÇEKİNME…
Bireysel hayatta doğru bildiğini yapmak, başkaları için olmasa da kendi doğrundur ve yapmaya devam etmek, kendin olmaktır ve sonuçları da seni bağlar! Zira; kendin olamazsan hiç kimse olamazsın.
Öte yandan, özel bir kurumda çalışıyorsan; şirket menfaatlerini gözeterek etik kurallar içerisinde olmak önemli ve gereklidir.
Bir kamu kuruluşunda çalışıyorsanız liyakatli, saygın, dürüst, çalışkan, adaletli olmak şarttır ki; HALKIN VE ONUN EMANETİNİN SORUMLULUĞUNU da taşımayı gerektirir. Böyle zamanlarda da DOĞRUYU, SADECE DOĞRUYU YAPMAK GEREKİR…
Günümüzde bu kadar çok yanlışın yapıldığı günlerde, bir eşek hikâyesi işte…
Saygılarımla