Sayın Nebati, yüksek büyüme performansının etkisiyle 2022’de kişi başına gelirin 10 bin dolar seviyesini aşacağını öngördüklerini belirterek “2023 yılında da kişi başına gelirimizin daha da yükselerek 12 bin doların üzerine çıkacağını öngörüyoruz” demiş.
Neden 15 bin olmasın. Kolay iş. Hedefler yüksek olsun, heyecan fazla olsun, ışıltılar parlak olsun. Neticede bunlar öngörü ve hedef. Seçime kadar bile olur. Nasıl enflasyon düştü? Nasıl ihracat rekoru kırıldı? Milli gelir de çıkar elbet. Yeter ki TÜİK’in gönlü olsun.
Yakın geçmişe bakın. 2002’de 3 bin 608 dolardı. 2009 yılı hariç 2013 yılına kadar artarak 12 bin 582 dolar ile zirveyi gördü. Ancak kişi başına düşen milli gelir 2014’ten sonra erimeye başladı. 7 yıl boyunca gerileyen milli gelir geçen yıl artarak 9 bin 528 Amerikan doları oldu. Demek kurcalarsan oluyor, indiği gibi de çıkabiliyor. O halde olur mu olur.
Kişi başına milli gelir geçen yıl ciddi miktarda artarken en büyük ekonomiler listesinde Türkiye’nin sırası yeniden 1980 seviyesine gerilemiş. IMF’nin tahminlerine göre 2022 sonunda daha da gerileyecekmiş. 1980’den bu yana bakıldığında Türkiye’nin en iyi sıralaması 2013, 2014 ve 2015 yıllarında dünya 16’lığı ile olmuş. Ancak sonradan ne oldu, nasıl olduysa 2021 yılında Türkiye 21. sıraya düştü. 2002 ve 2003 yıllarında da Türkiye 21. sıradaydı. Tablo ve bilgiler Euro News Türkçe’den alıntı. 2022 yılı sonunda IMF’in öngördüğü gibi 23. sıraya düşerse, son 42 yıldaki en kötü ikinci derece olacak. Türkiye 1994 ve 1995 yıllarında Başbakan Tansu Çiller hükümeti ile yönetilirken, dünyanın 24. büyük ekonomisi olmuş, bundan daha geri bir seviye de görülmemiştir.
Bugün Türkiye, 9 bin 528 dolar olan 2021 yılı milli geliri ile dünya kişi başına milli gelir sıralamasında 78’inci sıradadır. Eğer sayın Nebati’nin öngördüğü gibi 2023 yılında 12 bin doların üzerine çıkarsa ve diğer ülkelerin milli gelirleri artmazsa Bulgaristan’ın bir üzerine çıkarak 67. sıraya yükselecek. Birinci olan Lüksemburg’ un milli geliri 136 bin 701 dolar. ABD 69 bin 231 dolarla dokuzuncu, Almanya 50 bin 795 dolarla yirminci sırada.
Bakan Nebati, küresel pazarlardaki yavaşlama ve paritenin olumsuz etkilerine rağmen ihracatın 254,2 milyar dolarla rekor seviyeye ulaştığını aktararak, ilk 3 çeyrekte gerçekleşen büyümenin yüzde 60’ının makine ve teçhizat yatırımları ile net ihracattan kaynaklandığını söylemiş. Nedense 364,4 milyar dolar rekor ithalatı, 110,2 milyar dolar rekor dış ticaret açığını söylememiş. Biz de bunu söylemekten hoşnut değiliz ancak gerçek bu ve görmez isek sadece kendimizi kandırmış oluruz.
Ve paramızın pul olduğunu da açlık ve yoksulluk sınırları için belirlenen sınırlara göre halkımızın çok büyük bir kesiminin yoksul olduğunu da ilave edelim. Varlık içinde yoksulluk çektiğimizi de ilave edelim. Kıymanın kilosu et balık kurumunda 89 TL. iken marketlerde ve kasaplarda 180 TL. ise, bir simit 10 TL olduysa, 11 TL’ye satılan tahıl gevreğinin fiyatı 48 TL olduysa, sütün fiyatı 20 lirayı geçtiyse ve enflasyon yüzde 65 deniyorsa bunda bir yanlışlık olmalı. Kimse kusura bakmasın. Sendikaların hesapladığı yoksulluk sınırının yüksek gösterildiğini, algı operasyonu olduğunu söylemişler. Kim bilir? Belki de öyledir ancak önemli olan artan gıda fiyatlarına çare bulmak değil mi? Kaldı ki insanımız kendi bütçesini biliyor. Artık kimin ne dediğinin hiçbir önemi kalmadı.