Bu yazıyı kaleme aldığım gün mübarek Berat Kandili gecesinin olduğu gündür. Zekat konusunda yazı yazmak hiç ama hiç aklımda yoktu. Muhasebeci arkadaşlardan bir soru gelince uyandım. Hakikaten zekat esasları ve vergisel boyutu hakkında bir yazı yazmak gerekiyordu.
Gelen Mesaj şöyle idi: “Cevdet hocam hayırlı kandiller hocam izninizle bir konuda danışmak isterim şirketlerin vakıflara zekat olarak verdikleri bağışların vergi indirimi konusunda nasıl bir yol izlenmeli bilginize danışmak istedim” demişti.
Ben, bir din alimi değilim, ancak her müslüman gibi dini konularda bilgi sahibiyim ve birtakım hurafelere de karşıyım.
Öyle ise kendimce araştırıp bu meslektaşımın ve diğer meslektaşların yararlanabileceği bir yazı yazsam iyi olur diye düşündüm. Tabii ki genel bilgileri verdikten sonra özellikle mesleğimizi ve vergiyi ilgilendiren boyutunu da ele almamız gerekiyor. Ramazan başlamadan bu sorunun gelmesi iyi oldu herhalde. Kendi bilgi ve araştırmam çerçevesinde yazalım bakalım.
İslam ansiklopedisine göre zekat kelimesi, artma, arıtma, iyi olma, temiz olma ve bereket anlamlarını taşır. Kur’an’da belirtilen kişilere sarf edilmek üzere dinen zengin sayılan müslümanların malından alınan belli payı ifade der. Zekatın, İslamiyet’in başlangıcında Medine döneminde farz kılındığı konusunda görüş birliği vardır. Daha sonra Mekke döneminde inen ayetlerde bahsedilmiştir.
Zekatın, sırf Allah’ın emri olduğu için verilmesi gereken, samimi niyeti gerektiren ibadet yönü yanında, bireyde ve toplumda dini ve ahlaki değerleri yücelten, sosyal yapıyı güçlendiren, ekonomik hayata canlılık getiren bir çok yararı vardır. Zekat fakirin hakkıdır. Zenginin görevidir ve sosyal dayanışmayı artırır.
Zekatın şartları:
1. Müslüman, hür, akıl baliğ, malın tam sahibi olmak
2. Mal gerçek anlamda artıştan sağlanmalı (Para, altın, gümüş vs. gibiler hariç)
3. Mal, ihtiyaçtan fazla ve belli bir miktardan fazla altın, gümüş, koyun, deve, sığır, para döviz, ziynet eşyası ve benzeri olmalı (örnek altın 85 gramdan fazla olmalı)
4. Eldeki malın üzerinden bir yıl geçmiş olmalı ve borçla alınmamalı
5. Ticaret mallarında altın veya gümüş ölçeği esas alınır.
Günümüzdeki gelişmeler sonucunda madenler, bulunan hazineler, sanayi sektörü, hisse senetleri, gelir getiren bina ve nakil vasıtaları, maaş, ücret, serbest meslek kazançları konusunda da nasıl zekat verileceği, hangilerinin ve ne miktarda zekata tabi olduğu, hangilerinin tabi olmadığı üzerinde düzenlemeler yapılmaya başlanmıştır.
Zekat verilecek yerler:
1. Fakirler ve miskinler, zekat işlerini düzenleyen memur ve amiller
3. Zekat verilerek kalpleri kazanılan müslüman olmayanlar
4. Köle ve cariyeler
5. Borçlular (Bu konu çok tartışmalıdır)
6. Allah yolunda çalışanlar
7. Yolcular
Zekat verilemeyecek kimseler:
Kural olarak anneye, babaya, dedeye, eş ve çocuklara, torunlara, Müslüman olmayanlara, zenginlere, Hz. Peygamberin yakınlarına ve soyundan gelenlere verilmez.
Zekat vermede usul:
Bir malı bir yıl elinde tutanlar zekat verir. Daha fazla bilgi İslam ansiklopedisi ve ilmihallerde bulunur. Zekat, zekat verilmesi gerekenlere doğrudan veya aracılar vasıtasıyla verilebilir. Aracı şahıs veya kurum olabilir. Kurumların kuranda belirtilen özellikte olması gerekir.
Zekâtı hak sahiplerine ulaştırmayıp, inşaat, aydınlatma, büro masrafları gibi genel hizmetleri içinde kullanacak olan kuruluşlara ise zekât verilmez. Halka hizmet veren bu gibi kurumların varlıklarını sürdürmeleri için desteklenmeleri önemlidir. Ancak bu, zekât dışında gönüllü yardımlar yolu ile yapılmalıdır. Bunun yanında kamusal ve bireysel denetimler de ihmal edilmemelidir.
Şimdi bazı soru ve özel konulara gelelim:
Vergiler zekat sayılır mı?
Vergi bir vatandaşlık görevidir; zekât ise dinî bir yükümlülüktür. Ayrıca zekât ile vergi; mükellefiyet, temel gaye, oran, miktar ve harcanacağı yerler bakımından birbirinden farklıdır. Bu itibarla, devlete ödenen vergiler zekât yerine geçmez. Zekâtın ayrıca verilmesi gerekir.
Şirketler zekat verir mi?
Şirket sahipleri arzu ediyorlarsa zekat verebilirler. Ancak verilen zekat, benim düşünceme göre kime verilirse verilsin, kanunen kabul edilmeyen giderdir.
Şirketlerde bağış ve yardımlar, Vergi Usul Kanununa göre belirlenmiş kamu yararına çalışan vakıflara, derneklere ve benzerlerine yapılabilir. Bazı konularda yapılan bağışlarda şirket karı ile ilgilendirilen oranlar esastır. Şartlara uyan bağışlar gider yazılabilir. Bunun dışındakiler, kanunen kabul edilmeyen giderdir ve şirket vergisini ödemek zorundadır. Ama benim düşündüğüme göre, şirketler bağış ve yardım yapıyorlarsa bunlar yasalara uygun olmak zorundadır. Vergiden kaçınmak için zekat vermek benim kabul edebileceğim bir masraf kalemi değildir.
Zekat verenler ayrıca vergiye tabi midir? Yani zekatın vergisi var mıdır?
İşte size bir netameli konu daha, bu konuda 25 Mayıs 2019 Cumartesi günü yayınlanan ve Doç. Dr. Murat BATI tarafından yazılmış bir yazı vardır. Yazıda zekatın yasalarda istisna veya indirimler arasında gösterilmediği için ister şahıslar ister şirketler tarafından verilsin Veraset ve intikal vergisi yasasına göre vergilendirilmelidir düşüncesi savunulmaktadır.
Toplumdaki halledilecek ve üzerinde düşünülecek birçok problem varken böyle bir problem çıkarmak ne kadar doğrudur?
Diyor ve yazıma son veriyorum.