Patent başvuruları ülkemizde her yıl artan bir seyir göstermekte. Başvuru sahipleri şahıslar, ticari kuruluşlar, kurumlar olabildiği gibi üniversiteler de olabilmekte.  Üniversitelerde akademisyenlerin yaptığı araştırmalar sonucu elde edilen ürünlerden verimli ve hızlı bir şekilde gelir elde edilmesi, ülkemizde yapılan bilimsel çalışmaların ticarileştirilmesi için yani üniversitelerde bulunan teknolojinin sanayiye uygulanması için en doğru organizasyon teknoloji transfer ofisleridir (TTO). TTO’lar üniversiteler, araştırma merkezleri, özel sektör, girimci ve yatırımcı arasında gerekli ve ihtiyaç duyulan bağlantıların sağlanması yönünde faaliyetler göstermektedir.  
TTO’lar nasıl bir rol oynuyorlar diye bakacak olursak; bilimsel araştırmacıların karşılaştıkları riskleri azaltan stratejik çalışmalar yapıyor, araştırmacıların sanayiciler ve yatırımcılarla bir araya gelmesini ve bilgi aktarılmasını sağlıyorlar. TTO’ların içerisinde uzman bir kadro bulunuyor. Hatta bazılarında patent vekilleri de çalışıyor böylece girişimcilik, inovasyon, Ar-Ge ve fikri - sınai mülkiyet hakları konusunda eğitim ve danışmanlık yapabiliyorlar. Yine bu patent vekillerinin bulunmasıyla hem yurt içi hem yurt dışı patent başvurularının kendileri veya meslektaşları aracılığıyla daha kontrollü yapılmasını sağlayabiliyorlar.  Projelerin fonlanması, yürütülmesi, gerekirse yeni şirketlerin kurulması, saha çalışmalarının yapılması gibi hizmetleri de kendi içlerinde yapabiliyorlar. Burada ihtiyaç sahibi sanayici ve üniversiteyi ortak bir noktada buluşturmak ve ihtiyaca göre doğru yönlendirmekle ilgili de bir görev ediniyorlar. 
Teknoloji dediğimiz alan oldukça geniş bir alan; hem elle tutulur gözle görülür makineler, cihazlar kısmı var hem de gözle görülmeyen know-how kısmı mevcut. Bu kısımların doğru yorumlanması, hukuki altyapıya doğru oturtulması ve doğru partnerlerle, doğru transferlerin yapılması çok önemli. Yine dediğim gibi bunun en güçlü ve güvenilir kaynağı teknoloji transfer ofisleridir. Bir teknolojinin transferinde pek çok paydaş bir arada olabilir. Kamu, firmalar, finansman kuruluşları, araştırma ve eğitim kuruluşları, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, üretim kuruluşları bunlardan bazılarıdır. Bazı durumlarda bu paydaşlardan 2’si bir araya gelirken bazı durumlarda pek çok paydaş için beraber çalışmayı gerektiren durumlar söz konusu olabilir. Bu birliktelikler uluslararası düzeyde de olduğunda ülkemizin bilgi birikiminin zenginleşmesine, ekonomik büyümeye, ülkemizin uluslararası rekabet gücünün arttırılmasına, yeni iş alanlarının ve yeni şirketlerin oluşmasına, üniversiteler ile firmaların bilgi ve teknolojinin uygulamaya aktarılmasına etki ederek teknoloji geliştirme ve inovasyon kültürünün oluşmasına katkı sağlamaktadır. 
Bu katkıların sağlanabilmesi için burada yer alabilecek paydaşların bu oluşumlara güvenmesi ve içinde bulunması çok önemli. Sanayi kendi üretiminde buradan elde edilen çalışmaları kullandığında katma değeri artacak ve ticarileşme başlayacaktır. Sanayi firmaları açısından bakıldığında Ar-Ge, Ur-Ge maliyetlerinin azalması ve daha çok kişiden elde edilebilecek daha çok araştırma verisi, elde edilen sonuçlar ve ürünlerle kendine büyük katkılar sağlayacağı görülüyor. Bu yüzden teknoloji transfer ofislerinin farkında olmak, yeni yıl için yapılacak planlamalarda bunu da bir yerlere yazmak ve bilgi almak gerektiğiyle ilgili bir tavsiye iletmek istedim. 
Yine aynı şekilde seneye hedeflerimize işletmenizin yapısına göre marka, patent, tasarım, yurt dışı tescil sayı hedefleri koymayı unutmayın. Unutmayın tescile yatırım yapan şirketler yapmayanlar %30 oranında daha fazla gelire ve rekabet gücüne sahip oluyor. İyi haftalar dilerim.