Önümüzdeki zamanlarda sıkça kullanacağımız bir soru cümlesi olacak gibi duruyor bu cümle; Mucit sen misin, yapay zeka mı?
Dünyada yapay zekânın gelişimi, patent hakları ve sınai mülkiyet dünyasında yeni sorulara ve karmaşık tartışmalara yol açıyor. Özellikle, yapay zeka tarafından oluşturulan buluş ve tasarımların nasıl korunacağına dair net bir düzenleme olmaması, patent hukukunun temel prensiplerini yeniden düşündürüyor. Henüz bu sorunun cevabı belirlenmiş değil.
Yapay zekaya yaptırılan bir tasarım veya buluşun sahibi kim? Yapay zekayı yapan yazılımcı mı? Ona ne yapmasını istediğinin komutunu veren kişi mi? Yoksa yapay zekanın kendisi mi? Şu an böyle bir durumda ülkemizde komutu veren kişi, buluşçu veya tasarımcı olarak yazılır. Peki ileride yapay zeka bununla ilgili, buluşu kendi yaptığına dair hakkını savunacak aşamaya gelecek mi?
Geleneksel patent sisteminde, bir buluşun patentlenebilir olması için "insan katkısı" şartı aranır. Patent başvurularında mucit olarak bir insanın belirtilmesi zorunludur. Ancak, Yapay zekanın kendi başına yaptığı buluşlarda insan müdahalesi ya hiç bulunmamakta, ya da çok sınırlı kalmaktadır. Bu da yapay zekanın oluşturduğu ürünlerin patentlenebilir olup olmadığı konusunda belirsizlik yaratıyor.
Son yıllarda birçok ülkede bu konuda deneme niteliğinde kararlar alınsa da, farklı yaklaşımlar mevcut. Örneğin, ABD Patent ve Ticari Marka Ofisi (USPTO) ve Avrupa Patent Ofisi (EPO), yapay zekanın tek başına mucit olamayacağını belirtmiş, dolayısıyla insan katkısı bulunmayan yapay zeka buluşlarını patentle tescillemeyi reddetmiştir. Ancak, bu durum yapay zeka tarafından üretilen buluşların piyasaya sunulmasını ve korunmasını zorlaştırmaktadır. İngiltere ve Avustralya gibi bazı ülkeler ise yapay zeka mucit olarak kabul edilmemesine rağmen yapay zeka destekli buluşların patentle tescillenmesine açık kapı bırakmaktadır. Bu yıl bunları konuşuyoruz. Bence 2 yıl içerisinde bununla ilgili çok farklı konular konuşacağız.
Yapay zekânın sınır tanımayan yaratıcılığı, patent hukukunun güncel kalabilmesi için yasal düzenlemeler yapılması gerekliliğini gündeme getiriyor. ABD’de “Patent Eligibility Restoration Act” gibi yeni yasa tasarılarıyla bazı patent reformları planlanıyor, ancak henüz yapay zekâ buluşlarıyla ilgili belirli bir düzenleme sağlanamamıştır. Bu süreçte, sınai mülkiyet haklarının kapsamının genişletilmesi ve yapay zeka tarafından üretilen buluşların nasıl değerlendirileceği konusunda uluslararası bir uyum sağlanması gerektiği ifade edilmektedir.
Yapay zekanın sadece buluş sahibi değil, aynı zamanda patent başvuru sürecinin bir parçası olarak kullanılması da gündemde. Yapay zeka ile otomatik patent taraması ve yenilik analizi gibi işlemler daha hızlı yapılabilecek ve bu durum, patent başvuru süreçlerini hızlandıracaktır. Bu gelişmeler bana her sektörde olduğu gibi kendi sektörümüzde de bir an önce uyumlanacak çalışmalar yapmamız gerektiğini hatırlatıyor. Daha yeni müvekkillerimize dijitalleştiğimizin müjdesini verirken 1-2 yıla farklı pek çok teknolojik altyapı çalışmaları yapılması mecburi hale gelecek.
Değerli okuyucu, sizce buluşçu bu durumda kim?