Sadece şirketlerin değil bizlerin de düşük karbon ayak izi ve enerji verimliliğine katkı gibi bir misyonumuz var. Bu misyonumuza katkı sağlayan 3 genç girişimcinin kurduğu ve şehrimizin gurur duyduğu bir firma var; ALBA, kendi markaları ile 2 adet katlanabilir elektrikli bisiklet, e-scooter ve elektrikli kargo bisikleti üretiyorlar. Ayrıca standart bisikletleri elektrikli bir ulaşım aracına çeviren dönüşüm kitlerine sahipler ki beni en çok etkileyen konu bu oldu. Herkes standart bisikletini hemen elektrikliye çevirebilir. Elektrikli bisikletlerin, standart bisikletlerden temel farkı elektrikli motor desteğidir. Pedal kuvvetine ek olarak, istendiğinde elektrik desteği devreye girerek sürücüye yardımcı oluyor. Aslında, elektrikli bisiklet yeni geliştirilmiş bir fikir değil. İlk olarak 1881’de Gustavo Trouve, Fransa’da elektrikli bisikleti icat eder ve ilk deneylerini yapar. Ancak o zamanın teknolojik koşullar bu icadın gelişmesine imkan vermez.
Bu sene yaptığım kısa bir tatil sırasında kuş uçmaz kervan geçmez bir bölgede bisiklet süren turist kafilesi gördüm ve de yaş ortalamaları 70 civarıydı. O tepeleri nasıl aştıklarını çok merak ederken hemen aklıma bu bisikletlerin standart dışı olma ihtimali geldi…
Elektrikli bisikletler, elektrikli bir motor desteği ile ek güç sağlayarak, birçok insan için bisiklete binmeyi engelleyen dik yokuşları aşılabilir kılıyor. Terleme, aşırı yorgunluk, uzun mesafeleri gidememe korkusu gibi sebepleri ortadan kaldırıyor. Bu nedenle, elektrikli bisikletler işe ya da okula gidip gelmek, yeni yerler keşfetmek ya da sadece şehirde gezmek için tercih edilen bir araç olarak karşımıza çıkıyor.
Bu bisikletler tamamen standart bir bisikletin tasarımını ve geometrisini içermektedir. Ancak tek ve en önemli farkı, şarj edilebilir bir batarya ile çalışan ek bir elektrik motoruna sahip olması. Bu motor, sürücüye yokuşların üstesinden gelmek için otomatik veya manuel olarak ekstra güç veriyor ve de istendiğinde standart bir bisiklet gibi de kullanılabiliyor. Çoğu elektrikli bisikletler, batarya kapasitesine göre tek bir şarjla 30 km ile 100 km arası bir mesafede seyahat edebiliyor. Elektrikli bisiklet sahipleri, benzin, ehliyet, sigorta ve otopark ücretleri için ödeme yapmak zorunda değil. Bu faktörler elektrikli bisikletleri, en ucuz ulaşım aracı yapıyor.
Elektrikli bisikletler, bisiklet sınıfına girmektedir. Bu nedenle, ehliyet ve plaka zorunluluğundan muaftır. Taşınabilir formdadırlar. Bu özellik ile gelen kullanım rahatlığı, elektrikli bisikletlerin tercih edilmesinde büyük bir etkendir.
Elektrikli bisiklet kullanmak için onlarca neden var. Park problemi yok, trafikten etkilenmiyor, ekstra yük taşıyabiliyor, bakım masrafı çok az, hafif ve kolayca taşınabiliyor, vergisi yok, günümüzdeki en büyük sorunlardan egzersiz eksikliğine çözüm ve de hava kirliliği yaratmıyor. Daha ne olsun? Bence herkes bugünden itibaren bir elektrikli bisiklet edinmeli ve hem kendisine hem de yaşadığı doğaya saygısını göstermelidir.
Elektrikle çalışan bisiklet sayısı dünyada nasıl diye baktığımızda Çin, Hindistan, ABD Almanya ve İskandinav ülkeleri başta gelmektedir. Örneğin Çin’de, yaklaşık 200 milyon elektrikli bisiklet var ve bu rakama her yıl yeni 20 milyon adet daha ekleniyormuş. Faydaları saymakla bitmeyen elektrikli bisikletlerin ülkemizde de artması dileğiyle…