Paylı mülkiyete bağlı önalım hakkı ancak paylı mülkiyet süresince mevcut olup, bu hakkın ileri sürülmesi sadece paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda söz konusu olabilir. Paylı mülkiyete tabi taşınmazın paylılık durumu herhangi bir ne­denle sona erdiğinde, önalım hakkı da sona erer. Bir başka anlatımla önalım hakkına esas olan paydaşlığın, davanın görülmesi sürecinde de mevcut olması zorunludur.                                                                                                        Aynı yönde görüş içeren Yargıtay içtihat metni şöyledir; "Dava, önalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.                                                   Taşınmaz mülkiyetinin kanundan doğan kısıtlamalarından olan önalım hakkı, paydaşlardan birinin payını tamamen veya kısmen üçüncü şahsa sat­ması halinde diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Önalım hakkının açıklanan bu tarifinden anlaşılacağı üzere dava hakkı paydaşa aittir. Paylı mülkiyet nedeniyle doğan önalım hakkı ancak paylı mülkiyet devam ettiği sürece mevcuttur. Önalım hakkı paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda kullanılabilir. Taşınmazın paylılık durumunun herhangi bir ne­denle sona ermesi halinde önalım hakkı düşer.                                                                                Somut olayda; önalım hakkının ilişkin olduğu iddia edilen davacının paydaşı olduğu 91 ada 3 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından Zübeyde’nin payını 20.05.2009 tarihinde davalıya sattığı, bu satım işleminden sonra 3194 sayılı Kanun’un 18. maddesi gereğince yapılan imar uygulamasının ilanları yapılarak kesinleştiği, bu uygulama sonucunda 02.12.2009 tarihinde 4309 ada 2 parselin tamamının davacı, 4309 ada 1 parselin tamamının davalı adına tescil edildiği, bu parselin de ifrazı ile 4309 ada 5 parselin davalı adına kayıtlı olduğu, böylece taşınmazın paylılık durumunun sona erdiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı gibi taşınmazdaki paylılık durumu sona erdiğine, davacı ve davalının paydaşlık sıfatları kalmadığına göre önalım hakkı söz konusu olamayacağından davanın reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur."[1]                                                             Paylı mülkiyete tabi taşınmazda önalım hakkı sahibi olan paydaşın, bu paylılık durumu davanın  görülmesi sürecinde de herhangi bir sebeple sona erdiğinde, dava hakkı yani, önalım hakkı da ortadan kalkar.                                                                                                                      Aynı yönde görüş içeren Yargıtay içtihat metni şöyledir;                            " Dava, önalım hakkı nedeniyle davalıya satılan payın iptal ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. (..)
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Önalım hakkının açıklanan bu tarifinden anlaşıldığı üzere dava hakkı önalım hakkına konu edilen taşınmazın paydaşına aittir. Paylı mülkiyet nedeniyle doğan önalım hakkı, ancak paylı mülkiyet ilişkisi devam ettiği sürece mevcut olduğundan davacının paydaşlığının yargılama süreci içinde korunması zorunludur. Davacının dava açıldıktan sonra herhangi bir şekilde önalım hakkına konu edilen taşınmazdaki payını kaybetmesi halinde dava hakkı ortadan kalkacağından davanın reddi gerekir."[2]
                                                                                                                    Yasal önalım hakkı paydaşlardan birinin payını tamamen veya kısmen üçüncü şahsa satması halinde diğer paydaşların sahip olduğu önalım hakkı,  Kat Mülkiyeti Kanunu’na tabi taşınmaz üzerindeki bir bağımsız bölümde hak sahibi olan paydaşlar için de uygulama görür. Zira, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunun 8/2’inci madde fıkra hükmü uyarınca, bir taşınmaz üzerindeki bağımsız bölümün paydaşlarından birinin kendi payını başkasına satması halinde diğer paydaş ya da paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler.                                                                                                                        Aynı yönde görüş içeren Yargıtay içtihat metni şöyledir;
"Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.(..)
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrasında taşınmaz üzerindeki bir bağımsız bölümün satıldığında diğer bağısız bölüm malikinin önalım hakkının olmadığı, 2. fıkrasında ise bir bağımsız bölümün paydaşlarından birinin kendi payını başkasına satması halinde öteki paydaşların önalım hakkını kullanabileceği düzenlenmiştir.
Dava; 25398 ada 10 parsel sayılı taşınmazda bulunan 6 nolu bağımsız bölümde davalının aldığı pay açısından diğer paydaşın önalım hakkını kullanılmasına ilişkindir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunun 8. maddesinin 2. fıkrası gereğince taşınmazda pay sahibi olan davacının önalım hakkı bulunmaktadır.
Mahkemece; kanuni önalım hakkı bedelinin depo ettirildiği anlaşıldığından; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş; bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir."
[3]      

Çalışmalarınızda başarı, ailenizle birlikte esenlik ve mutluluklar dileri, en içten saygılarımızı sunarız.


[1] Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 04.04.2012 Tarih, E/K.1226 - 5313 Sayılı içtihat metni, https://karararama.yargıtay.gov.tr (Erişim tarihi: 06.05.2024)

[2] Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 08.10.2007 Tarih, 2006/9018 Esas ve 2007/10489 Karar  Sayılı içtihat metni, https://karararama.yargıtay.gov.tr (Erişim tarihi: 06.05.2024)

[3] Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 09.05.2019 Tarih, 2016/5663 Esas ve 2019/4206 Karar Sayılı içtihat metni, https://karararama.yargıtay.gov.tr (Erişim tarihi: 06.05.2024)