Ocak ayında ABD dolarının güçlenmesi metal fiyatlarını baskılarken, jeopolitik gelişmelerin etkisinin sürdüğü ve korumacılık endişelerinin de yayılmaya başladığı gözlendi. Türk Lirası da ocak ayında reel olarak değer kazandı.

Metal sanayi ihracat birim değer endeksi, miktardaki sınırlı ve birim fiyattaki artışa bağlı olarak ocak ayında yükseliş gösterdi.

Ocak ayında değer endeksi 144,9 puandan 150,0 puana çıkarken, benzer şekilde metal sanayi ihracat birim değer endeksi de ocak ayında, aralık ayındaki 116,1 puan seviyesinden 119,8 puana çıktı.

Ocak ayında dünya metal fiyatları sınırlı ölçüde yükselirken, ihracat pazarlarında fiyatların düşürülmesi baskısı da sürdü.

Bunlara rağmen ihracat birim değer endeksi yeni yıla yükselişle başlamayı başardı. İhracat ortalama birim fiyatları aralık ayında 4,34 dolar/kg iken ocak ayında 4,48 dolar/kg olarak gerçekleşti.

İhracat birim fiyatlarının, ocak ayında dünya metal fiyatlarında yaşanan sınırlı artışlara ve bakır ve alüminyum fiyatlarının sadece son hafta sınırlı yükselmesine karşın daha belirgin bir şekilde yükselmesi dikkat çekti. Endekslerdeki değişimlere ilişkin yapılan değerlendirmede, ocak ayında TR-METALENDEKS’in pazarlardaki durgunluktan, jeopolitik gelişmelerden, ABD dolarının güçlenmesinden, metal fiyatlarındaki durağanlıktan, ticarette ilk korumacılık adımlarından etkilendiği, yurtiçinde ise ocak ayında gelen yüksek enflasyonun moralleri bozduğu kaydedildi.

Türk Lirası ocak ayında da reel olarak değerlenmeye devam ederken, Merkez Bankası ocak ayında ikinci faiz indirimine gitti.

Değerlendirmede, "Ocak ayında TR-METALENDEKS değer ve ihracat birim değer endeksleri birlikte yükseldi.

Miktar endeksi hemen hemen aynı kaldı.

Küresel metal fiyatlarının durağan kaldığı ortamda ihracat birim fiyatlarında sağlanan artış başarı oldu." ifadeleri kullanıldı.

KÜRESEL EKONOMİDE YENİ BİR DÖNEM AÇILACAK

2025 yılının ilk ayında ABD’de yeni yönetimin göreve gelmesiyle birlikte uygulamaya başladıkları ekonomi ve ticaret politikaları belirleyici olmaya başladı.

Ticarette korumacılık tarafında ilk adımlar atılırken, Meksika ve Kanada’ya yüzde 25 ithalat vergileri getirildi, ardından uygulama 1 ay ertelendi.

Çin’e ise ilave yüzde 10 ithalatta vergi gelirken, Çin de karşı adımlar attı. ABD merkez bankası ocak ayında faiz indirimine ara verdi, Avrupa Merkez Bankası ise faiz indirimlerini sürdürdü.

ABD doları güçlenmeye, birçok ülke para birimi değer kaybetmeye devam etti. Yılın ilk ayında yaşanan bu gelişmeler ile küresel ekonomide durgunluk sürdü.

Küresel sanayi PMI verisi ocak ayında her ne kadar 50,1 puana çıkıp genişleme bölgesine geçse de zayıf kalmaya devam etti. Ocak ayında yaşanan ekonomik, siyasi ve jeopolitik gelişmelerin ve beklentilerin oluşturduğu koşullar içinde küresel metal sanayinde faaliyetler zayıf seyrini sürdürüyor.

Küresel metal sanayi üretim PMI verisi 47,2 puandan 47,3 puana çıkarken üretimde daralma devam etti.

Alınan siparişler PMI verisi ise 45,0 puandan 49,8 puana sert bir artış gösterdi.

AVRUPA’DAKİ DURUM TÜRKİYE İÇİN ENDİŞE VERİCİ

Avrupa metal sanayi PMI verileri de yeni yılın ilk ayında zayıf kaldı, 40,0’dan 40,7’ye çıktı.

Alınan siparişler PMI verisi ise 38,8 puandan 37,2 puana düştü.

Avrupa’daki metal sanayi verileri yüksek daralmaya işaret etmesi, Türk metal sanayi ihracatı için de endişe yaratıyor. Yeni yılın ilk aylarında da talebin zayıf kalacağı tahmin edilirken, 2025‘te daha az sayıda faiz indirimi bekleniyor.

ABD’de yeni yönetim ile başlayan jeopolitik sorunlardaki gelişmeler ve ABD’nin ithalatta vergi uygulamaları kararları izlenmeye devam edilecek.

Kısa vadede metal fiyatlarının bir süre daha zayıf kalması ve ABD dolarının güçlenmesi beklenirken, ihracat endekslerinde toparlanma için bir süre daha geçmesi gerekiyor.

SIKILAŞTIRMA POLİTİKALARI REEL SEKTÖRÜ ZORLUYOR

2025 yılının ilk ayında enflasyonun beklentileri aşarak yüzde 5’in üzerinde gerçekleşmesi, enflasyondaki düşüşün sağlanması için uygulanan sıkı para politikaları tahminlerden daha uzun sürebileceğine işaret ediyor.

Nitekim merkez bankası 2025 yılsonu enflasyon hedefini de yüzde 21’den yüzde 24’e çıkarırken, faiz indirimlerine ilişkin beklentiler azalmaya başladı. Sıkılaştırma politikaları reel sektörü zorlamaya ve yurtiçinde talebi sınırlamaya devam ediyor.