Eşim Bayburt ili Demirözü Kazası Beşpınar Köyü’ndendir. Bu köyden yetişmiş ve Petkim Aliağa'nın (daha sonra Azerbaycan SOCAR) CEO’luğunu yapmış Sayın Kenan Yavuz aynı zamanda eşimin akrabası. Kenan Bey ilginç bir girişimde bulunmuş ve köyündeki kendi ailesine ait bir arazide etnografya müzesi oluşturmuş. Ciddi anlamda para harcamış ve ortaya değerli bir site çıkmış. Bu konuda yazar ve eski milletvekili Mehmet Ocaktan’ın gazetedeki köşesindeki yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Cumartesi günü değerli dostumuz Kenan Yavuz'un Bayburt'un Beşpınar köyündeki Etnografya Müzesi'ni ziyaret etmek üzere İstanbul Havalimanı'ndan Erzincan'a, oradan da karayoluyla Bayburt'a ulaştık. Gitmeden önce müze ile ilgili birtakım bilgilere sahiptim ama Anadolu'nun bu uzak bölgesinde kültürel anlamda uluslararası ödüle sahip böylesine muhteşem bir etnografya müzesi ile karşılaşmayı da beklemiyordum. Kelimenin tam anlamıyla büyüleyici bir kültür şöleni. Bilindiği gibi Kenan Yavuz Etnografya Müzesi Avrupa'da yılın müzesi ödülleri kapsamında “2021 Silletto Ödülü”nün sahibi oldu. Açıkçası insan merak ediyor, bir iş insanı pek çok yerli yatırım alanı varken neden gidip Anadolu'nun bu uzak coğrafyasında hiçbir ekonomik getirisi olmayan bir etnografya müzesi açmayı tercih eder. Demek ki bazıları için hâlâ her şey paradan ibaret değilmiş.
Müzeyi doğup büyüdüğü topraklara vefa borcunu ödemek için sosyal sorumluluk projesi kapsamında hayata geçirdiğini belirten Kenan Yavuz'un şu ifadeleri esas hedefi de ortaya koymuş bulunuyor. ‘Kültür mirasının taşıyıcılığı, kültür projelerinin başarılı örneklerini ortaya koymak, bulunduğu bölgenin sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yaşamına katkı koymak ve bölgenin refahını ileriye taşıyarak bölge kültürünün dünyaya tanıtılmasında örnek olmak…’
Bu arada hemen not etmeliyim ki Cumartesi gecesi müze ziyaretimizi adeta şölene dönüştüren müthiş bir gelişme yaşandı. Biraz abartarak ifade etmem gerekirse, gece müze bahçesinde otururken ellerimizi uzattığımızda sanki dokunabileceğimiz kadar yakınımızdan geçen bir meteor düşüşüne tanıklık ettik. Bu belki de hayatımın en önemli tanıklıklarından birisiydi, yaşandı ve hafızalarımızda yerini aldı.”
Etnografya müzeleri ülkemiz için çok zorunlu girişimlerdir. Teşvikini devletimizden bekliyoruz.
Tüm okurlarımızın Kurban Bayramı’nı kutluyorum.