Son iki yazımdan sonra birçok yazı aldım. Bunlardan enteresan olan birini aynen paylaşmak istiyorum.

Son iki yazımdan sonra birçok yazı aldım. Bunlardan enteresan olan birini aynen paylaşmak istiyorum.
Sayın Üstadım; Merhaba;… son ‘sanal mağazacılık ve muhasebesi’ konulu yazınızı okuyunca size yazmaya karar verdim. ….. özel sektörde ,,,,,, yaptım emekli oldum. Artık bilhassa eski TC paraları, efemera, eski gazete vs. gibi hobiler ile uğraşıyorum…. Yapılan yanlışları gördüm. Kimse de dur demiyor! Mevzuata uygun olarak yapılması gerekenleri izah ederseniz antika gruplarında bunu paylaşmak istiyorum, müsaade ederseniz. En derin sevgi ve saygılarımla diyor ve ismini veriyor değerli okuyucum. Şimdilik ismini paylaşmak istemiyorum. Mesaj şöyle devam ediyor.
Olayın detayları şöyledir;
1-2000’li yılların ortalarında örneğin G…….. gibi sanal aracı ticari mağazalar
türedi. Burada isteyen herkes (ticari veya değil) elindeki kullanmadığı kitap, eşya, antika, kağıt ve madeni paralar, dergi, eski gazete gibi şeyleri satışa koyabiliyordu. Bu aracı firmalar belirli bir ücret karşılığında sizin sattığınız ürünleri listeliyorlar ve bazen sabit ücretle, bazen mezat şeklinde satıyorlardı.
Satın alanlar, banka veya kredi kartı ile aracı şirkete ödemeyi yapıyor, sonra da satıcının kargo yapması isteniyor. Alıcı da malın isteğine uygun olduğunu onaylar ise Firma, 1-3 gün içinde satan kişinin banka hesabına %10-15 komisyonu düşerek parayı gönderiyor. Satan kişiye de listeleme bedeli ve komisyon için fatura gönderiyordu.
İş büyüdü ve satışlar binlere ulaştı. Tanıdıklarımı uyardım. Firmanın ödemeleri bankaya geliyor, bunun kontrolü ise kolaydı. 2006-2007 yıllarında maliye, bu işlemleri incelemeye aldı. G…… gibi firmalarda satış yapan belirli tutardaki kişilerin bilgilerini istedi. Ve bankaya gelen ödemelerin açıklanması istenince kimse açıklayamadı. Bilhassa ticari mükellefiyeti olmayan kişilere büyük para cezaları kesildi. Uzlaşmaya gitmelerini önerdim. Nasıl fatura kessinler ki onlar da alırken faturalı almıyorlardı. Tabii ki bu durum ortaya çıkınca satışlar bitti veya azaldı.
Burada gözden kaçanlar:
A-Satan kişi (Ticari mükellef, küçük esnaf veya ticari mükellefiyeti olmayan)
B-Aracı internet sanal mağazalar (örneğimizde G……. firması)
C-Alıcı kişi (çoğunlukla ticari mükellefiyeti olmayan kişiler)
3 kişi yönünden olayı incelemek gerekiyor.
a.Satan kişi (A) da bunun girişi var mıdır? Antika ise satışı nasıl yapılır? Faturalı mı faturasız mı? Satış sürekli mi değil mi? Gelir vergisi ödenecek mi? Kazanç tespiti ve KDV olacak mı?
b.(B) aracı firma ise listeleme ve komisyon faturası kesmek ile bu işten kurtulmuş oluyor mu? Çünkü malın bedelinin tamamı hesabına giriyor. Mal bedelinden tevkifat gerekmiyor mu?
c.Alıcı (C) ise ticari mükellefiyeti olmayanlardan aldığı bu antikalar (örnek kağıt, madeni eski paralar gibi) fatura almamakta, belki bir zaman sonra o da aynı döngüye girerek üzerine belki kar koyarak satışa koymakta idi.
Sonuçta maliyenin cezası ile ağzı yananlar, bu işten vazgeçmişse de işler devam etmektedir.
2- Şimdi gelelim güncel mevzuya… Yukarıdaki sanal mağazaların problemleri nedeniyle, İNTERNET VEYA SOSYAL MEDYADA antika mezatlar yapılmakta, en yüksek pey verenler bu antikaları satın almaktadırlar. Ödemeler kredi kartı ile bile olmaktadır. Bazı mezat firmaları hem alıcıdan hem de satıcıdan belirli yüzde ile komisyon almakta, bazen de satıcıdan sadece ürün başına belli bir bedel, alıcıdan bedelin %10-20 gibi komisyon almaktadırlar. Bazan faturaya KDV ilave edilmekte, bazan edilmemektedir. Zaten alıcılar fatura istemiyorlar. Çünkü artık bu iş bir ticaret haline gelmiş alan kişi aynı şekilde satışa sunacaktır. Görüleceği üzere bazen fatura kesiliyormuş gibi gözükse de emtianın asıl bedeli hiçbir şekilde ortada gözükmemektedir. Örnek 100 TL. ye mezatta satılan mal için mezat sahibi komisyon yüzde 10 ise 10 TL. +1.8 TL =11.8 TL. fatura kesmektedir. Satan kişi örneğin dedesinden kalmadıysa (ki böyle olsa bile belirli oranda veraset ve intikal vergisine tabidir) bunu faturalı almak zorunda… Hele ki tekrar satıp alacaksa ve bu iş ile iştigal ediyorsa fatura veya kanuni bir belgesi olması gerekmez mi?
Sorunlar şunlar.
1-Ana emtianın bedeli ortada yok, giriş- çıkışlar belli değil, kar zarar hesabı belli değil. KDV yönünden devletin büyük kaybı söz konusudur.
2-Sorumlu sıfatıyla bu aracı kurumların ticari olmayan kişilerin satın aldıkları bedel üzerinden tevkifatlı fatura kesmeleri, satan kişiler de fatura kesemiyorlarsa bir gider pusulası ile girişlerinin yapılması ve stopaj kesilmesi gerekmiyor mu? (Ancak bu işlem mezat sonunda olabilir çünkü emtia kaça satılacak belli değil!)
3-Bu işte bir muafiyet mevzubahis olabilir mi? Örnek; Evindeki bir antika radyosunu satan için problem nedir sizce?
Şimdilerde bu mezatlarda sadece (komisyon faturası + KDV) alıcıya kesilmektedir. Ancak TC hudutları içerisinde ticaret bu şekilde yapılmıyor ki? Bu aracı kurumlar, nasıl komisyon + KDV faturası kesiyor da bu olaya maliye el atmıyor. Anlamakta zorluk çekiyorum. Alıcı ve satıcı cari hesaplarına bakınca hesaplar kapalı gibi gözüküyor. Ama devletin bir zararı var. Saygılarımla….
Yazıda bazı kısaltmalar yaptım ve hemen hemen aynen paylaştım. Ben cevap vermek yerine bundan sonrası yazar çizer takımının ve Maliyenin yapacağı düzenlemeler veya cevaplardadır diyorum.