Sektörel Haberler

AKTAŞ GROUP

AKTAŞ GROUP
1938 yılında Sait Aktaş tarafından temelleri atılan Aktaş Group, 1959 yılında Türk otomotiv sektöründe yaşanan olumlu gelişmelere paralel olarak kauçuk alanındaki bilgi birikimiyle hava süspansiyon körükleri geliştirmeye yöneldi ve 1972de ilk yerli Türk körüğünü üreterek bir ilke imza attı.
Şahap Aktaş'ın 1970'li yıllarda üretimde öncü, pazarda markasıyla var olan bir sanayi kuruluşu hedefi doğrultusunda 1980de körüğün metal bileşenlerinin üretimi için SKS, 1982de AKLAR, 1990da kauçuk takoz ve körük kalıplarının imalatı için AKKAUÇUK firmaları kuruldu. Aktaş, aynı yıl ilk ihracatını da gerçekleştirdi. 1996da Avrupalı bir firma ile ortaklık gerçekleştiren Aktaş, 1999da bu ortaklığı sona erdirerek bugünkü kurumsal yapısını oluşturan yeniden yapılanma sürecini başlattı.
Aktaş Hava Süspansiyon Sistemleri A.Ş. adı ile bir şirket kurularak dünya pazarlarında rekabet edebilecek güçte yeni AIRTECH markası ile hava süspansiyon körükleri üretilmeye başlandı. 2000 yılında Almanya'da lojistik bir depo oluşturularak dış pazar taleplerine daha hızlı yanıt verilmesi amaçlandı, AIRTECH markası ile dış pazarda yakalanan başarının üretim olarak desteklenmesi için 2002 yılında Bursa Serbest Bölgesi'nde AKTECH fabrikası kuruldu. Bugün AIRTECH markası dünyanın 62 ülkesine pazarlanan, Avrupa yedek parça pazarında da söz sahibi marka konumuna ulaştı.
Kalite yolculuğu
Aktaş, 2001 yılında TS-ISO 16949 Kalite Sistem Belgesini alarak, benimsediği kalite odaklı yaklaşımı belgeledi ve bu belgeye sahip ilk Türk firması oldu. Böylelikle sürekliliği olan ve gelişen bir kalite sistemi içinde gerçekleşen üretimin, müşteri memnuniyet düzeyini artırarak pazarda her yıl artış gösteren bir satış grafiği oluşmasını beraberinde getirdiğini söyleyen firma yetkilileri şu bilgileri verdi:
"Çağdaş kalite anlayışıyla davranmak ve bunu desteklemek için 2003 yılında KalDer'e üye olundu, 2004 yılında geniş katılımlı bir ekiple EFQM mükemmellik Modeli eğitimi alındı ve o güne kadar gerçekleşen tüm faaliyetler bu model çerçevesinde değerlendirilmeye başlandı. Aynı yıl kaynakların etkin ve tek merkezden idare edilmesi amacıyla tüm şirketlerde SAP programı kullanımına geçildi. 2007 yılında Ulusal Kalite Hareketine katılma kararı ile, Bursa Kalite Ödülüne başvuru gerçekleşerek, EFQM Mükemmellik Modelinin tüm ana ve alt kriterleri kapsamında yapılan çalışmalar bir kitap olarak derlendi, Bursa Kalite Ödülü Başvuru Kitabı olarak KalDer Bursa Şube'sine sunuldu.
Otomotivde tasarım
Otomotiv sanayi ile ilgili gelecek beklentilerini, küresel ekonomide istihdam olanakları ve yaratmış olduğu katma değerle öncü sektör olma özelliğini devam ettirecek, bunun yanı sıra sektörel rekabet koşulları daha da zorlu olacak şeklinde belirten Aktaş yetkilileri, EKOhabere şu açıklamayı yaptı. "Gelecek beklentimiz ile paralel olarak otomotiv sektöründe ana ve yan sanayinin teknoloji ve kalite düzeylerinin çıtasının yükselmesini beraberinde getiriyor. Dolayısıyla günümüzde otomotiv sanayinde faaliyet gösteren firmaların küresel boyutta zorlu rekabet şartlarına ayak uydurmaları ve sektörde varlıklarını sürdürmeleri, ürün ve hizmet kalitesi ile teknolojik alt yapının geliştirilmesini gerekli kılıyor. Firmaların bu gelişimi sağlamaları için, sektörün geleceğini iyi analiz ederek, ulaşılabilir hedefler ve stratejiler oluşturmaları gerekiyor. Firmaların bu hedef ve stratejileri AR-GE/tasarım konularına yönelik yaklaşımları da içermek zorunda. Çünkü, ürün kalitesinin ve teknolojik alt yapının gelişimi planlı ve sistematik yürütülecek AR-GE/tasarım faaliyetleri ile sağlanabilir. Sektörün zorlu rekabet ortamında kalitesi yüksek ve düşük fiyatlı ürünlerin ön planda olduğu dikkate alındığı zaman firmaların bu şartlara uygun üretim yapmalarının ve pazardan pay almalarının ancak AR-GE ve tasarım çalışmaları sonucunda, bu niteliklere sahip yeni ürünleri pazara sunmalarına bağlı olduğu kaçınılmaz bir durum. Bugün Türkiye, Avrupa'nın hafif ticari araç ve otobüs ihtiyacını karşılayan bir üretim üssü konuma gelmiş ise, bunun arkasında dünya standartlarında yapılan ürün ve üretim kalitesi yatıyor. Bu bağlamda Türk otomotiv sanayi, dünya devlerinin geliştirmiş olduğu standartlara hızla uyum sağlayarak bugünlere kadar geldi. Otomotiv sanayimiz kalite anlamında yakaladığı bu başarıyı tasarımda da dünya standartlarına eriştiği takdirde daha etkin bir hale gelecek. Bunun için de sektörünün kendi yönlendirdiği AR-GE/tasarım çalışmalarına kamu, üniversiteler, TÜBİTAK gibi kuruluşların sağlayacağı olanaklar, ekonomik ve bilgi aktarımı ile daha fazla desteklenmeli.

Sayı: 621 - Sayı'nın Kapağı