Beton; başlangıçta çimento, agrega ve su ile üretiliyordu. Elle karılıyor ve yerine taşınarak dökülüyordu. Bu en basit ve günümüzde zorunluluk durumunda kullanılan bir yöntem.
Sonra mekanik imkanlar ortaya çıktı. Elle tahrik edilen basit karıştırıcılar, mekanizasyonu biraz daha geliştirilmiş ön bunkerli karıştırıcılar ve bunların elektrik motoruyla tahrik edilenleri kullanılmaya başlandı. Sonunda, Hazır Beton Santralleri devreye girdi. En nihayetinde de bilgisayarlı, programlı modern beton tesisleri kullanılır oldu.
Üretilen beton, mikserlerle şantiyeye taşınıyor, gerekli durumlarda pompalar kullanılarak yerine dökülüyordu. Bu gelişim paralelinde üretimde beton kimyasalları kullanılmaya başlandı.
Bu hafta konumuz beton kimyasalları ve üretimi. YAPICHEM bu üretici firmalardan biri. Yazımın devamında bu şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Fatih Arıcan'la yapılmış bir görüşmeyi özetleyerek, sizler için bir alıntı yapıyorum:
“Yapıchem; beton, çimento ve inşaat sektörlerine yönelik olarak sunduğu özel çözümler, geniş ürün yelpazesi ve yenilikçi yaklaşımlarıyla sektörün önde gelen şirketlerinden biridir. Tuzla, Gaziantep ve İzmir olmak üzere 3 ayrı yerde üretim tesisi kuran şirketimizin yıllık üretim kapasitesi 300 bin tondur. Tesislerimizde Ar-Ge çalışmalarını ön planda tutuyoruz.
İhracat faaliyetleri; beton ve çimento katkıları başta olmak üzere geniş bir yapı kimyasalları ürün yelpazesini kapsıyor. Türkiye'nin bu sektördeki tecrübe ve bilgi birikimi, ürün çeşitlilikleri, maliyet avantajı, stratejik konumunun global pazarda rekabet edilebilirliğini artırıyor. İhracat faaliyetimizle aynı zamanda Türkiye ekonomisine döviz girdisi sağlıyoruz.
Ürün çeşitliliğimizi genişleterek pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz. Yeni yatırımlarımız ve inovasyon odaklı çalışmalarımızla istihdama katkı sağlıyoruz. Ayrıca; çimento ve beton sektöründe karbon salımını azaltacak katkı kimyasalları geliştirme projelerine yoğun şekilde devam ediyoruz.
İnşaat sektörü, konut ihtiyacının artması ve özellikle altyapı projelerinin yeniden ivme kazanması ile birlikte sektör toparlanmaya doğru gidiyor. Türkiye özelinde; inşaat sektöründeki hareketlilik, yapı kimyasalları ve katkı sektörüne de olumlu yansımaktadır. Yeni yıla başlarken sektörün önünde üstesinden gelinmesi gereken en önemli zorluk karbon emisyonu ile mücadeledir.”
Dünyada her yıl 4,5 milyar ton çimento üretilmektedir. Bunun karbondioksit üretimine ve doğaya salınmasına yükü 3,5 milyar ton civarındadır. Bu yüksek rakamı azaltmak, yapı malzemeleri sektörü için ciddi bir hedef olmalıdır.
Daha temiz bir dünya için son derece önemli çalışmalar yapılıyor. 2024 yılı bu konuda olumlu bir yıl sayılabilir.
2025 yılı daha da iyi gelişmelere tanık olacaktır diye temenni ediyorum.